Bu yazıyı yazarken kendimi tutamayıp kıf kıf kıf diye gülüyorum. Derdin mi yok, işin bu mu diye sorarsanız, hak veririm. Ama benim de kafa bunlara çalışıyor.
Bir dolaplar çevirirken ben |
Sonuçta doğururken epidural almak yerine şarap içmeyi planlayan biriyim. Şampanya da olabilir. Az önce yeni doğum yapmış bir iş arkadaşım odaya geldi, süt sağmak için, "N'aptın, hastane çantasının hazırladın mı?" diye sordu. "Eeeeööömm, daha 30. haftadayım ben yaa!" dedim. "Olsun olsun," dedi, "Her an acil bir şey çıkabilir, yanına neler alman gerekiyor, biliyor musun?" dedi. Kendimi sözlü için tahtaya kaldırılan ve bir bok bilmeyip saçmalayan İnek Şaban gibi hissettim; aklıma ilk gelen şey ise bir şişe kırmızı şarap oldu.
Hastane çantaaasııı??!! |
Bir yandan aklım bana "Artık hazırlanmaya başla, en azından kafanda bir şablon olsun." diyor, öte yandan hamile olduğumu bile yok saydığım zamanlar oluyor, "Yek yeaa, bira göbeği olm bu." diyorum. Akşam eve gelip de yemek yedikten sonra benim şarj sıfırlanıyor, bildiğin dükkanı kapatıyorum. Ha, salak gibi niyeyse her gün erken uyuyacağım dediğim halde yine 12'yi görüyorum ama elle tutulur hiçbir şey yapmıyorum. Bu işte bir terslik var ve ben anlayamıyorum.
Bunu ben kocama da kullanmış mıydım? |
Neyse, konuyu dağıttım, bok ettim, ne diyordum, kışa hazırlık. Bildiğiniz gibi domates biber salçaları, erişteler, tarhanalar, turşular, konserveler, kuru sebzeler mevsimi çoktan geldi. Biz de bu işin bir ucundan tutalım dedik, ve likör yapmazsak eksik kalırız diye hunharca vişne aldık. Galiba yazmıştım, ama yazmamış da olabilirim, bazen uydurduğum şeyleri de gerçek sanıyorum, olabilir, gebelik diyoruz.
Her blogcunun bir gün başına geldiği gibi, yazacak bir şey bulamama halinden ben de istifade ediyor ve hemen tarif verme hakkımı kullanıyorum. Bunun bir sonraki adımı blw ile gelecek, hemen hesaplayayımmmm, yaklaşık 8 ay sonraya tekabül ediyor. Ha, öncesinde lohusa kurabiyesi, şerbeti, süt arttırıcı tırı vırı şeyleri de olabilir, ruh halim ve anaçlığımla doğru orantılı olarak göreceğiz hep birlikte.
Malzemeler:
*Vişne
*Vodka
*Şeker
Bu yazı ile birlikte kendi adıma bir ilki daha gerçekleştiriyor, kendi çektiğim fotoğrafları kullanıyorum. (Oooo, ne biçim olay!)
Vişneleri yıkıyor, mümkünse çekirdeklerini çıkarmıyoruz. Birincisi üşengeçlik, ikincisi de martini bardağında ikram edilen zeytin tanesi gibi likörle birlikte vişneyi dağılmadan ikram edebilmek.
Kendimizce uygun bulduğumuz bir şişeye ya da kavanoza vişneleri yerleştirdikten sonra üzerine bir miktar şeker serpiştiriyoruz. Şekeri en son da koyabiliriz, sırası fark etmiyor. İstediğimiz tatlılık durumuna bağlı olarak miktarı azaltıp arttırabiliyoruz. Daha karizmatik bir şişe aramıştık ama elimizdeki turşu kavanozuyla kış hazırlığı nostaljisini daha derinden yaşayabiliriz diye şişeden vazgeçtik. Hıııhııımm.
Sonra vişnelerin üzerine vodkayı boca ediyoruz. Ben görülen kavanozun üzerine 70+40 cl civarında vodka ekledim sanırım. Vodka yerine muadili olabilecek başka türlü alkoller de kullanılabilir. Bir sonraki sefere etil alkol ile yapmayı planlıyorum. Bakalım, performansa göre değerlendireceğiz.
İkincisi ise nane likörü. Tarif için; bkz.
Malzemeler:
*Nane
*Vodka
*Şeker
Anneannemin bir nanesi var. Peppermint denilen sakızlarda kullanılan mentolü güçlü bir nane. Ben de saksıya alıp çoğaltmıştım, bir süredir bekletiyordum. Dün budadım, bir avuç kadar nane çıktı, onu da nane likörü için yıkayıp yaprakları kuruladım.
Kavanozun yarısına kadar geldi naneler. Üzerine bir kaşık şeker ekledim. Yaklaşık bir ay sonra sıvı süzülecek ve yeniden şeker eklemesi yapılacak, tarifte bu aşamada şeker yok ama ben yine de koydum.
Nanelerin üzerine kalan vodkayı ekledim. Sanırım biraz daha vodkaya ihtiyacım var, onu da ikinci partide eklemeyi planlıyorum. Bakalım, iyi olacak mı?
Nane likörünü bir ay sonra alıp şerbet ile tatlandıracağım. Vişneyi ise yeniyılda ancak görürüz, bir süre unutmak gerekiyor kendisini.
Likörlerin karanlıkta kalması ışık ile temas etmemesi gerekiyor. Karanlık bir dolaba koymadan önce bir de aliminyum folyo ile kapattım ki garanti olsun.
Yaa, işte böyle. Bebekli hayatın hazırlıklarını da kayınvalide ile annem hallediyordur. Kessin bence. Daha salça yapacak kadar yaşlanmadım, değil mi? :)
Salça yapacak kadar yaşlanmak :)
YanıtlaSilMerhaba merhaba.
Aslında onu usulen söyledim. Çünkü buzluğuma deli gibi meyvesuyu istifledim, bence bu da yaşlılık :D
Sil