Blog amacından sapınca ben! |
38. haftayı geçtim. Hala doğurmadım. Hala doğurmasam mı diye düşünüyorum. :D Çünkü beni çok çok çok KOCAMAN panikleten şeyler var. Başa çıkmakta zorlanıyorum. Terapi eğitim sürecim birkaç aylığına askıya alındı. Mecburen. Bir de araya yaz tatili girince epeyce bir zamandır eksik hissediyorum kendimi. Aslında çalışmaya nasıl da ihtiyacım var.
Sorun istediğim şeyi söyleyememek. Dolaylamak. Ve en sonunda ne istediğimi karşı taraf zihin okuyamadığından anlayamadığı gibi olayın dönüp dolaşıp benim mızmızlığıma bağlanması ve kendi içinde daha da büyük kaos oluşturmak. Hele ki hamilelik dönemine eşlik eden bol gözyaşı da işin içine eklenince rezillik diz boyu!
Kocamın bana daha fazla yardım etmesini istiyorum. Bana görev olarak biçilmiş - ki bunu kendim yaptım.- mesela yemek hazırlamak, çamaşırları makineye atmak, ütülenecekleri ve dolayısıyla giyilecekleri ayarlamak, bunu bin kez yazdım ama hayvanlarımızın bakımını yapmak ya da yapılması gerektiğini hatırlatmak gibi şeylerin görev olmaktan çıkıp kişisel sorumluluk haline dönmesini istiyorum. Bunu istediğim için kendime sinir oluyorum. Tipik Türk karı kocası modundayız, bu daha da çok sinirimi bozuyor.
Taleplerim daha çok gelecekle ilgili kaygılarımdan kaynaklanıyor. Bugün sabah kahvaltı hazırlarken üç kez yanına gittim ve yataktan kalkmasını söyledim. Gittim, sarıldım, öptüm... İşe gidecek olan o, ama ben sadece ona hazırlık yapmıyorum. Gelecekte de sadece ona hazırlık yapmayacağım. En son geri dönüp baktığımda kafasına kadar pikeyi çekmiş hala yatakta yatıyordu. Ben de o sırada mutfakta cebelleşiyordum. Gözümün önündeki sahne ortalıkta talepkar bir çocuk, kafayı yemiş bir ben ve yatakta karpuz gibi yatan bir koca olunca bir anda yine devreleri yaktım. Yine de sakince, " Hadi ama bak hala kalkmamışsın." dedim. Ve o mızıldanmaya başladı. Ve her zamanki gibi muhabbet en sonunda "Sen bir daha bana kahvaltı hazırlama." ya bağlandı. "Ben bunu sadece senin için yapmıyorum ki." dedim. Ama orada tıkandı gitti konuşma. Sanırım ben de tartışırken çok çabuk küsüyorum. Nereye varacağını bilmediğim için daha fazlasına cesaret edemeyip susup işte burada, çözümsüz bir şekilde yazıyorum. Ay kendimden sıkıldım.
Tam bir korku filmi. İmdb: 8.9 |
Ne bileyim yaa, ne evlilik, ne çocuk sahibi olmak, ne işe gitmek... Başıma iş aldım diyorum. Evlenmeden önce daha sosyal bir hayatım vardı. Daha çok seyahat ediyordum. Evlilik üstü çocuk ile pranga taktım ayağıma diye düşünüyorum.
Bazen hayat çok sıkıcı ve gereksiz. Bazen de güzel oluyor. Dün güzeldi mesela, bugünü sevmedim.
Kedi bile anladı ev tatsız. Uyandığından beri yataktan çıkmadı köftehor. Oysa şimdilerde evin içinde depar atıyor olması gerekirdi.