Izmir'deyim. Sabahin korunde uyandim, bes bucuk gibi falan olmali. Hemen saate bakmaya girismedigim icin tam emin degilim, namaza kalkanlar yesillendirsin! Neden kalktim? Cunku cis! Neden uyuyamadim cunku kafamda zibilyon tane salak sey var. Bazen bana da geliyorlar.
Bu kez dogumla alakali degil ama. Yani nasil dogurcam bebek nasil olcak ivir zivir kaygisi degil. Biz ne alacagiz, ne eksik falan kaygisi. Kaygi da degil aslinda, gecen gun yazida bahsettigim kocamin ailesi meselesi. Ulan ben guzel guzel pembe dunyamda yasarken anne sen neden beni durup durup kasindiriyorsun diye sormak istiyorum. Yuzune soramiyorum giyabinda sorayim. Psikodramada oyle yapiyoruz, ise yariyor.
Sanirim annem beni azicik boguyor. Anne olmak cok tehlikeli ya, cok effektif bir sey, bir de boyle senelerdir birliktesin ya, bakisindan, durusundan anlayabiliyorsun bazi seyleri; duygusunu anlayip zihnini okuyabiliyorsun. Cok fena ya, ileride benim kiz da boyle seyler dusunecek benim hakkimda, kesin. Ne gorsen onu yasatiyorsun, torpulesen de kaliyor kiymiklar.
Kocam akrabalariyla gorusmez. Babasinin bes mi alti mi ne kardesi var. Kuzenleri var, sevimli de insanlar. Ama ben onlari en son kendi dugunumde gordum. Yok yani iletisimleri, bayramdan bayrama bile gorusmuyorlar. Anasinin da kendi haric uc kardesi var, erkek, isin icinde anne oldugu icin orada bir gorusmezlik, eksiklik falan yok. Birbirlerini arayip soruyorlar. Ama cok da yakin degiller.
Bizim gibi degiller. Ben ailede kosulsuz sevildigimi hissediyorum mesela. Genis aileden bahsediyorum. Hala, teyze, anneanne, eniste, dede, kuzen... Herkes dahil. Dolayisiyla onlardan gordugum guzel ve sicak bir ilgi var, ben de onlara karsi ayni sekilde davraniyorum. Ama ote tarafta yalniziz. Kimse yok, bu duygu da cok tuhaf.
Dun annem yazliktan geldi, bizle beraber gelecek, evi toplayalim diye. Ihtiyacim yok ama ici rahat edecek eminim. Heves ediyor, bari o mutlu olsun diyorum iste. Geldi, evini topladi, hadi hemen gidelim de sunlari sunlari alalim dedi. Benim aklima gelmeyen seyler var yonlendirilmek iyi oluyor bazen. Kocam da anasi kilikli oldugu icin bazen o da beni anlamiyor- bak iste, anne-.
Illa olay bebek kiyafeti almak degil ki. Dun mesela sacma ama agiz bezi aldik sadece. Aklima gelmemisti, evet lazim, uc kurusluk bir sey. Mesela kayinvalide bunlari falan neden dusunmuyor, anlamiyorum. Simdiye kadar, bak neredeyse doguracagim, hala neye ihtiyaciniz var, ne alalim demedi. Sunu da biz almayi dusunuyoruz, ne dersiniz, demedi. Niye boyleler anlamiyorum. Niye ben buna takiyorum bunu hic anlamiyorum. Ulan uykularim kacti nasil bir kafa bu. Cok pis!
Acimasizlik mi yapiyorum? Bana ne mi demeliyim? Acele mi ediyorum? Ya da o kadar cok set ordum ki ben mi durdurdum onlari? Bilmiyorum. Ama bir yanlislik var gibi hissediyorum. Bak, olay ne aldigi, almadigi falan degil. Onlarin maddi destegine asla ihtiyacim yok. Ama halam sorarken mecburen anne dedigim kadin sormuyor. Nezaketen bile sormuyor.
Kocamin kuzeninin esi de yeni dogurdu. Ailesi de tatilde kocamin ailesinin yanina geldi. Gundem bebek tabii. Kayinvalideye fenaliklar gelmis surekli bebek muhabbetinden dolayi. Bunlar da azcik susluler. Gunumuzde yapilan seromonileri hep yerine getirdiler. Hastane susu, kokusu, tulu, kurabiyesi, mevludu iviri ziviri. Bana diyor ki suratini burusturarak "sen yapacak misin boyle seyler?" Yapmicaktim amk ama sana inat yapcam. Pembe tullerle donaticam her seyi ki dogurdugum belli olsun. Anayim ben diye dolasicam ortada, anne olunca anlardik ya oyle der hep. Zorla anlayacagim bak, gor.
Not: bu yaziyi yazan psikolog oldugu unuttu. Ben uyuzum degil mi? Kesin ben!
Sevgili Gebeciim
YanıtlaSilAslında çok şanslısın. AY sen ne şanslısın yahu.
Bence ne kadar az kişi olaydan kendini sorumlu hissediyorsa, o kadar kaymak. Boşver. Mecburen anne dediğin kişi, müstakbel torunuyla ortalama bi ilgi içinde olursa, belki sana ilişkiniz tutarlı görünecekti. Anlıyorum. Burada beklentinin aşırı şeyler olmadığını, söz konusu durumun 'saçma' göründüğünü ben de kabul ediyorum.
Yine de senin adına pek mutlu oldum cağnım gebeciim.
Yerinde olmak isteyecek çok 'the gelin' var. EJEHJKHWEJFH
Torun aranıza katıldıktan sonra hoş beş yapmaya, oyun oynamaya gelseler yeter. Diğer tüm 'sorumluluk almalar' sonradan gırtlağını sıkabilir çünkü. Bunları zaten biliyorsundur, sadece hatırlatmak istedim.
Bir de annenin yardımını kabul eyle be. Valla ona hem iyi gelecek bir de sana da iyi gelecek. Senin tamamlayıcın olacak. Erkekler ağız bezi, loğusa yemek alternatifleri gibi konularda pek fikir vermeyebilir :D Bir ana lazım o vakit.
ALınmayan-yetişemeyen eksikler konusu da hallolur hiiiç merak etme. İlk birkaç haftayı idare edecek kadar bile almış olsan yeter. Kalanı zaten alıp durmayla geçiyor bebekli hayat. Hep bi 'sonradan çıkan ihtiyaçlar' hali.
Ben de bonus bi kayınvalide hatırası yapayım:
Benimki de toruna giden yolda aşırı ölmüştü sevincinden. Ve dedi ki tüm yünlüler benden. Ben örücem her şeyini. Yünlü olan ne varsa. Hırka, kazak, battaniye vs. Bunlardan bahsetti.
Biz de ona göre kuşandık hazırlandık. Kıbrıs'taydık. Türkiye'den gelen bebek ihtiyaçları aşırı önem taşıyor benim için tabi.
Ve noldu? Yapmadı. Tembellik, ertelemek, tutarsızlık.
Konu burda basit bir çocuk giysisi değildi aslında. Ekip gibi iş bölümü yaptık. Hepimiz. Bana göre bu aşırı kolpa bir hareketti.
Neyse ya. Merak etme, her şey güzel olacak. Eksikleri salla, alabildiğin ufak tefek de olsa eşyaların ilk haftaları kurtarması yeterli.
Çook sevgiler.
Merhaba Kahve. Neredeyse 20 gün geçmiş üzerinden ne blog bakıyorum, ne bilgisayarı elime alıyorum. Dün akşam biraz okuduğum bloglara göz gezdirdim, fırsat bu fırsat deyip bu sabah da kendi bloguma bakmam icap etti.
SilAslında düşünüyorum bir noktaya kadar aynı senin dediğin gibi "Oh, iyi iyi. Ne kadar uzak o kadar seviyeli." diyorum. Ama o ara annem aklıma nifak tohumları ekti sanırım. Evlenmeden önce de yapmıştı. Bu benim de kendimde düzeltmem gereken en büyük sıkıntı bence. O istiyor ki karşıdaki insan da onun düşündüğü gibi olsun, aynı fikri paylaşsın. Her zaman değil belki ama bazen "Bu iş böyle olur, başka türlü olmaz. " damarı öyle bir tutuyor ki, e ben de aynı kodları taşıyorum onunla; "Lan, hakikaten!" diyorum. Sonra da yakıyorum gemileri." Ama bu konuda bir de şöyle bir takıntım var, kocam ailemden yardım etmelerini bekledi. "Ooo kayınpeder alır, oooo kayınvalide yapar." He amk, bize çalışıyodu çünkü onlar da yeniden bir bebek gelse de hayatımızı ona göre ayarlasak diyorlardı. Nitekim çok da şey yaptılar. Bunun karşılığında onun anne babasının hiçbir şey yapmaması beni sinirlendirdi. Geçen gün de diyorlar ki (Yazlıklarından yeni teşrif ettiler.) "Yapılacak bir şey varsa söyle olur mu bak sonra yapmadılar etmediler denmesin." Kessinlikle bunu söylerken samimilerdi, ona hiç şüphem yok. Ama çoktan o zaman geldi geçti be anacım, kalmadı ki bir şey, senin hiç emeğin yok ki burada. Yine de durup durup sanırım ben engelliyorum diyorum. Bilmiyorum.
Onların ne hissettiği umrumda değil. Ben sadece bana müdahale yapılmasın, ayık değilsem de aymayayım istiyorum. Nitekim bu yüzden anneme çok kızmıştım. Hala kızıyorum. Şimdilerde de kocamın davranışları ile ilgili sıkıntı yaşıyor. Ve o bana konuştukça ben çileden çıkıyorum.
"Anne bi sus alla'sen!"
İşte en büyük sıkıntım bu Kahve. Girift aile yapısı bana uygun değil. Bana yardıma geldiklerinde bana verdiklerinden çok alacaklar. Bu ruhsal durum ve davranışların yarattığı baskı bende çok daha fazla iz bırakacak. Kaldı ki pek çok kişide böyle oluyor. Yönetmesini mi beceremiyoruz, nedir, bilmiyorum ki?
Ahahahah gebecim ona "nest making syndrome" deniyor, aşırı bir alma gücü geliyor son haftaların tipik durumları endişelenme hepimiz yaşadık ama sana tavsiyem zilyon tane şey alma, ben ilk çocuktan aldıklarımı ikincide bile kullanamadan küçülttüm ayyy
YanıtlaSilNest mest istemiyorum ben ya!:) Beden yorgunluğu hiçbir şey değil. Zihnim ve ruhum durulsun. Meditasyon yapmaya ihtiyacım var, hem de inzivaya çekilip.
Sil