13 Temmuz 2017 Perşembe

Ben çok sıkıldım.


Artık hafta falan saymayı kestim. Ağırlığı artmakla birlikte üç aşağı beş yukarı o kadar aynı ve o kadar hızlı ki günler, pes ettim, saymıyorum. Kaçıncı haftadasın, kaçıncı aydasın diye soranlara "Ay, off, bilmiyorum valla, ocaktan itibaren sayın işte diyorum.

-- Lan, aydınlanma yaşadım, ocak birinci aysaaaa, biz temmuzdaysaaak, ve ben basbayağı yeni yıl ile bebekleme hareketini başlattıysaaamm...

Yorgunum, ama asıl yorgunluğumun sebebi vicuuudumun ağırlaşması değil. Evde yenilenecek, yapılacak, alınacak, tadilata uğrayacak ne varsa bebekten önce bitirelim istemiştik. "Yaparız bi ara dostum yeaa." kafasında olduğumuz için yumurta kapıya dayanana ve temmuzun kavurucu sıcaklarına kavuşana kadar bekledik. Bir de buna benim direksiyon derslerim eklendi. Bir de zaten günümün neredeyse tamamını alan muhteşem sekiz beşlik işim var. Ve ben akşam nasıl yattığımı bilmiyorum.

Alt kattaki yatak odasına bir dolap almıştık. Sağ olsunlar bir buçuk ayda ancak getirebildiler, daha hala içine neyi nasıl yerleştireceğim, fikrim yok.

Camlara tel taktıralım da bizim kedi pikachu gibi süzülmesin, biz de sıcakta pencere açıp da yatabilelim diyorduk, bu ara onunla uğraşıyoruz evde. Tam evi temizledim diyorum, sonra bir bakıyorum, a ah! Yine tadilat zamanımız gelmiş!

Eeeeyy öz-gür-lüüükk


Kilere raf yapmak için bi dolu malzeme almıştık, sanırım mart gibiydi. Hala, hala, hala onları monte etmek için bir girişimde bulunmadık, çünkü kocam ben olmadan bir işe girişmiyor, çünkü ben de bütün her şeyle aynı anda başa çıkamıyorum.

Daha bebek odası gelmedi, daha onun için bir girişimde de bulunmadık. Ama sanırım artık almamız gerek.

Tabii bütün bu olan biten ekonomik olarak da bizi birkaç ay sonra ne bok yiyeceğiz acaba diye düşündürüyor. Bakınız, ücretsiz izin gerçeği. Kocam sürekli olarak bunu söyleyip duruyor ve ben bir kez daha sinir oluyorum, hem kendime, hem de ona. Sürekli ağzından "Sen ücretsiz izne ayrılacağın için..." cümlesi çıkıyor. Pes edip de "Tamam yaa senin okbli anana veririz çocuğu, o bakar, zaten tipleri de benziyor, beraber dip bucak temizlik yapar, klorak içinde yüzerler." dememi bekliyor galiba. Ama yok, bu sefer yemezler. Evleneceğimiz zaman da bazı şeylerden feragat ettim ben, kimse de "Ay ne düşünceli kız, bize zorluk çıkarmadı. "demedi bana. Bu sefer kendim için bir şey yapıyorum ve geri dönmeyeceğim, ne lafımdan ne duruşumdan.

Yazdıklarımı okuyorum ve fark ediyorum ki sadece evim değil, aklım da dağınık. Dün yine söyledim kocama, iki saat ustanın başında bekledi diye yorulmuş "Ayaklarım çok ağrıyor." dedi. İçimden carlamak geçti ama hanfendiliğimi korudum önce bir şey söylemedim. Baktım nazlanacak gibi, "İnsanüstü çaba harcıyorum bu aralar, her şey için." dedim. Dudağını büzdü. Yerim o dudağını ama üzgünüm, gerçekler bunlar.

Bir şey yokmuş gibi davranıyorum ama yedi aylık büyümüş bir karınla yapmam gerekenin fazlasını yapıyorum. Tek kişilik insanken bile saat onbirde, en geç o da, yatağa giren ben şimdi saat oniki buçuktan önce yatamıyorum. Sabah altıda kalkıp, çamaşırları makineye atıp, duşa girip, kuştu kediydi yemini bokunu temizleyip, kahvaltı hazırlayıp, iki üç parça ütü yapıp- belki bir gün azalacağını umarak-, -mesela bu sabah kedinin mamasını vermeyi unuttum, bravo bana-, kocamı uyandırıp, kahvaltı yapıp, çamaşır asıp işe gidecek kıvama gelecek kadar hazırlanıp evden çıkıyorum. Kızıyorum, sıkılıyorum, bir de bebek meselesi ile birlikte başıma iş aldığımı düşünüyorum, deli mi dürttü diyorum, neden o ay doğum kontrol hapını almadım, neden böyle bir boşluğa düştüm, aklımı mı kaçırmıştım, bir şey olmaz diye mi düşünmüştüm... Yok, alışamadım ben hala, kabul de edemedim. Kendimi, gelecekteki beni düşündüğümde We Need to Talk About Kevin filmindeki Tilda Swinton rolünde buluyorum.

Bu akşam eve gidince benim kedi- temsili


BU KADAR SORUMLULUK ALACAK KADAR BÜYÜMEDİM BEN DAHA!

Bir de haftasonu evde durmuyoruz. Aslında kötü bir şey değil, "Bi' daha mı gelecez dünyaya. " diye düşünüp "İki denize de girmeyek mi, zaten sıcak" deyip gitmekte bir beis görmüyorum. Kocama söylediğimde o zaman temizlik için yardımcı çağırcaz ot bok diyor, la olm, temizlik için biri gelse anahtar mı vercen al haftasonu evde ne bok yiyorsan ye mi diyeceksin?  Ama bu evi kim adam edecek gardaaaaşşş??? Bu bebek bi anda doğmaya kalkarsa ben nasıl çıldırmayayım sonra bana biri bunu söylesin. Abartıyor muyum ben ya, napıyorum, of hiç mutlu değilim galiba ben.

Yoruldum, sıkıldım, ve bu işin ucunda feraha ereceğimi gösteren bir emare bulamadığım için umutsuzum, dinlenmek istiyorum, evimle ilgilenmek istiyorum, sakin kalmak istiyorum, sorumsuzluk istiyorum, anamın evine dönmek istiyorum!

Hamile kalmak akıllıca yaptığım bir şey değildi benim, hazırlıksız yakalandım. Ve başından beri kendimi toparlayamıyorum.

Çok çok çok sıkıldım.






11 yorum:

  1. iHamilelik bende unutkanlık yan etkileriyle varlığını hissettirmişti en çok. Fakat deli bi 'ev temizleme, dirlik, düzen, savaşa ön hazırlık' hissiyle donanmıştım. Özellikle ortanca 3 aylarda. Sonbahardı, hava misti, çalışıyordum, iyi kazanıyordum, hamileliğim sorunsuz geçiyordu. Çok çalışkandım. Hem ev işleri, hem iş işleri hem bir de odalara kapanıp başka şeyler çalışmaca, aktif bir şekilde sosyal olmacalar vs.

    Sonra 7. aya geldik. Kış da hoşgelmişti. Benim o dipçik enerjim yerini mıymıy uyuşukluk, 'sonra hallederiz ya' gevşekliğine döndü. Birden bebeğin yaklaşan ziyareti gözümde kaos ve aynı zamanda 'ya ne olabilir ki en fazla, herkes çok abartıyor, her şey de dört dörtlük olmayıversin' noktasına ulaştı. bence en büyük faktör hormonlar; ardından fiziksel anlamda zorlanmalar, kış mevsiminde içine kapanma isteği, tırsaklık, biraz da gerçekçilik, eser miktarda ise tembellik.

    doğrusu neydi bilmiyorum. belki mükemmel bir ön hazırlık, dip temel temizlik ve düzen, bebekli olma kafasına müthiş odaklanmanın avantajını yaşayanlar vardır. Fakat bende böyle olmadı. Tökezledim mi? Aslında hayır. Hallettik bir şekilde. Yine de temel konularda hazırdık.

    Bebeğin erken gelmesi ihtimalinde uyuyacağı alan, olmazsa olmaz giysileri, bakım ürünleri ve hastane çantası orta halli tamamdı. Genel temizlikleri de arada bir yapıyordum. Fakat mesela yapılması beklenen bir dolap projesi bana göre bekleyebilir. Kırmızı alarm değil. Bebeğin dolabı bile olsa acil değil. Yeter ki temel şeyler hazır/temiz/derli toplu hazırlanmış olsun.

    Bence beynin gereklileri-gereksizleri öngörüp sen farkında olmadan dosyalara ayırmıştır. Demek ki çok da acil görmüyorsun bekleyen işleri.

    Ayrıca kucağına düşmeden, bu bebek de hayatımın en gıymetli kararıymış demen saçma olur. Hatta bırak ilk tanışmanızı, bi 6 ay geçsin de, öyle dertleş kendinle asıl :D Kucağına bebek düşer düşmez 'gurban olurum' diyeni bu anlamda anlayamıyor, yine de ahkam kesmiyim diyorum.

    sevgi, saygı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, azcık ağladım okurken. Günün de, haftanın da yoğunluğu ve ağırlığı sanırım. Yedinci ay benim için de dönüm noktası oldu. Dediğin şeylerin aynısı bende de var sanırım tek fark boşver diyemiyorum, ki aslında gevşek bir insanımdır ben.

      Hayalimde hep o bahsettiğin hem zihinsel hem de fiziksel hazır olma hali vardı, bebek olacağı zaman son derece "pure" olmalıydım, ama hiçbir zaman planlanan olmaz ya, olmadı tabii ki. Ama biraz da hazırlık yapmam gerekiyor galiba artık, iki üç zıbından başka hiçbir şey almadık daha. Belki de bu çırpınışlarım bir uyarı benim için, hafif hafif gaza bas diyor bana içimdeki ben.

      Mesela az önce biberon aldım, lazım mıydı onu bile bilmiyorum ama hafif bir rahatlama hissetmedim değil.

      Çok teşekkür ederim, çok iyi geldi.

      Sil
  2. Sevgili Gebe,
    Uzun uzadiya yaziyordum ki Kahve herseyleri özetlemiş. Hastane cantasi ve bebegin yatak, bir kac takim tulum ve temizlik ürünleri varsa hersey tamam demektir gerisi icin kasmaya gerek yoktur diyorum ben de...
    Ote yandan koca cenemi tutamayip hayatinizi hic bilmeden birkac oneride bulunacagim. Dilerim kizmazsin kizarsan da canin sagolsun :)
    Ilki kendini yapmak zorunda hissettigin isler hakkinda; yaoma canim yaoma guzelim... Erkek dedigin gudumlu bi yaratik en iyisi ve en kötüsü de ayni. Sen yaptigin surece esin bunlari sorumluluk addetmeyecek. Ona dumduz soyle ben artik bittim, sunlari bolusuyoruz tamam mi? Adam eksik yaoarsa arkasinda toparlana ama, kendinle celisme yoksa gume gider.
    Ikincisi; hamilelik ağır ve sıkıcı ama yine de mobil bir ekipsiniz. Bebe karnindan kucagina gecince isler senin acindan zorlasabilir ve gecicidir, normaldir. Bu dönemde annenden bir parali yardimcidan ve hatta kaynandan yardim istemekten cekinme... Hosuna gitmedi mi tavri, carlarsin, sen anli sanli lohusasin, bisey diyemezler. Alabildigin kadar cok yardim almaya bak gerisini bosver.
    Bir de en planlanan hamilelikle planlanmayaninin arasinda cilgin farklar olduguna inanmiyorum ben de... Sen cok planladin diye hersey tozpembe gitmiyor bebek bildigin bebek, zorlaniyor tokezliyorsun..o acidan kendini hic uzme, sen de en fazla herkes kadar zorlanacaksin daha cok degil. Sonra bi bakacaksin bu işi cozmussun. Bebekle ilk bakista ekip olabilen varsa da üzgünüm bence gercekci degil..
    Bol sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Mızmız, rumuzunu ödünç alabilir miyim?:)

      Az önce Kahve'ye de yazdım, cidden duygulandım, teşekkür ederim. Öneriler için hiç de kızmam. Bağrıma basarım:D

      Erkekler meselesinde kesinlikle haklısın. Ebeveyn aktarımları var ya, bildiğim halde o bitiriyor beni. Çünkü annem de böyleydi. Üstelik ben bunun eğitimini aldım, buna rağmen evdeyken içimdeki kadınanam çıkıyor ortaya ve çoğunlukla fark etmiyorum bile. Ettiğimde ise öküz ölmüş ortaklık bitmiş oluyor.

      Sanırım benim takım oyunu oynamayla ilgili sorunum var. Tek başıma bir şey yaptığımda koymaz o bana ama ne zaman başkaları da dahi oluyor, o zaman bazı bağlantılar kopuyor bende, tuhaf oluyorum. Yardım meselesi için çok hak veriyorum ama öte yandan delicesine korkuyorum, "alanıma girdiler, sınırımı geçtiler" diye hayıflanırsam ne olacak o zaman diyorum. Esnemem lazım, çok haklısın.

      Çok teşekkür ederim, benden de sevgiler.

      Sil
  3. Sevgili Gebe,
    Mızmız ve kahve içermiyiz çok güzel yazmışlar..
    Benim de eklemek istediğim nokta, oda takımı konusunda acele etme hatta ilk yıl almasan bile olur..
    ama mesela sling alsan hayatın çok kolaylaşacaktır diye düşünüyorum.. nacizane tavsiyem..
    sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Hande,

      Oda istiyorum başka değişkenler var kontrol etmek istediğim, mesela kendi yatağının neresi olduğunu bilebilmesi, mesela kedi ile birlikte kontrolü sağlamayı kolaylaştırmak...

      Sling istiyorum, hatta sanırım anneme diktireceğim, biraz büyüyünce de kocamın kanguru merakı var, herhalde onu da deneriz.

      Çok teşekkür ederim öneriler için,

      Güzellikler dilerim.

      Sil
  4. Hamilelik ve sut verme doneminde beynin ciddi bir yuzde oraninda kuculdugu gercegini goz ardi etme ve kendine mizirdanma derim :) allahtan geri geliyor (diyolla)
    Bebek odasina yerin varsa acilabilen bir somye al derim, bebegin yatagindan gardrobundan cartindan curtundan daha onemli bu somye :)))
    ya ben manduca (iyi marka kanguru oliyor bu) saticaktim, sana getiriyim istersen?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Bana sağduyumu geri veriiiiiinnn!" diye bağırayım o zaman :D Arada panikliyorum, sonra geçiyor, sonra yeniden başlıyor. Doğum dalgaları gibi bu da, nihayetinde geçecek değil mi?

      Evimin en sevdiğim koltuğu, bekarlık günlerimin yadigarı Ikea L koltuğum var, bazalı ve yatak olabilen. Bebek odasını sırf o koltuğa göre düzenleyeceğiz biliyor musun? Çünkü o kıymetlimiss. Bebeği yatağa, kediyi koynuma, kendimi de koltuğa atacağım büyük ihtimalle. (Kediyi oda dışına koyarsak bağırtısından hiç kimse huzur bulamaz, nefret ediyor kapılar kapansın.)

      Kanguru hakkında mail attım sana, umarım ulaşmıştır.

      Sil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. Şimdi gerekenleri herkesler yazmış. Ben blogu geç bulmanın dezavantajını yaşıyorum :) Birsürü posta yorum bıraktım bazılarına da çok içimden gelmesine rağmen zaman aşımından dolayı yazmadım. Yalnız burada şöyle bir tavsiyem olacak herşeyi üstlenme. Eşimle eşin çok benzer yapıda (tembellik, komut almadan iş yapmamazlık), çocuktan sonra zor olur, şimdiden üzerine iş yıkmaya başlaman lazım ki çocuktan sonra ben gibi cinnet geçirip daha bebek 3 aylıkken 'boşıcam seni, alıcam çocuğumu gidicem evdeeaaan' diye cinnet geçirme(boşamadım tabi:) ukalalık gibi algılamazsın umarım ama yazmadan da geçemedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Kuzu, hoş geldin. İstediğin gibi yazabilirsin, istediğin yere de, ben bakarım, okurum, çok da mutlu olurum.

      Çok ilginç olacak ama doğuma hazırlık eğitiminden sonra adam değişti biliyor musun?:) Metamorfoz geçirmedi elbette ama bana fazla yorucu bir iş yaptığımda kızıyor, sen bana söyle ben yapayım diyor, bana ihtiyacın var mı diye soruyor, benim de gözlerden kalpler fışkırıyor :D

      Alışkanlıkları değiştirmek zor. Ama dediğin gibi, küçük küçük, adım adım. ;)

      Sil