Kendimi demir lady olarak bilen ben oyle bir yumruk yedim ki aklim sasti. Duygusallik, sevmeler, nefret etmeler, krizler, mutluluktan delirmeler... Ve bir anda! Her sey bir anda degisiveriyor, ipler elden kaciveriyor, giden kontrolsuzlugun ardindan aval aval bakiveriyorum. Oylece...
Cevremdeki insanlar yardim etmek icin kendilerince iyi ya da kendilerine iyi gelen seyleri yapmak istediler. Ve tabii ki soylediler. Unuttuklari ve dikkate almadiklari nokta ben faktoruydu. Ben bu isin neresindeydim, ne kadarini talep ediyor, ne kadar duymak istiyordum.
Insanin canini genelde en cok yakinlarinin davranislari acitiyor. Surekli gittigim supermarkette calisan kiz da bana bebegimin emip emmedigini sordu mesela. O beni etkilemedi. Evet deyip gectim, aciklama yapmama gerek yoktu, onun da takip edecegi yoktu zaten.
Anneler konusu cok ayri. Kendi anneni kayirip digerine tu kaka yapma olasiligi cok yuksek. Onlarin da demir lady olmasi lazim. Benim annem genelde oyleydi. Sadece iki kez cok fena cikistim ona. Birisinde kesinlikle cok hakliydim ama siddetim ne hos falan degildi.
Oturdugumuz yerdeki bir komsumuzla telefonda konusuyordu. Karsi taraf malum soruyu sormus olacak ki annem "Emiyor ama yetmiyor." diye baslayan ve acili bir ses tonuyla devam eden -benim icin cok dramatikti, resmen kucuk Ceylan falandim o esnada- bir sekilde benim sureci anlatmaya basladi. Telefonu kapadi, odaya geldi, " x teyzen selam soyluyor." dedi ve ben neredeyse kadinin agzina sictim! Uzuldu, gozleri doldu ama yine de bir sey demedi canim. Sonra gonlunu aldim. O da bir daha boyle bir diyalog kurmadi kimseyle.
Ikincisi de benim 10. gun kontrolum icin Izmir'e gittigimizde oldu. Sokakta cocuk aglamaya basladi. Bizim de sudan yeni cikmis baliklar olarak elimiz ayagimiz birbirine dolandi. Emzik aranmaya basladik bir turlu bulamadik. Kocam bebegin uzerine pusete egilmis durumda, sirtinda sirt cantasi, ben onun uzerine egilmis durumda, cantada emzik araniyorum... Suratlarimizda dehset ifadesi, bu cocuk nasil susacak?! Annem de yanimizda guldu bize. Donup bok gibi bir ifadeyle ona "Niye guluyosun?" dedim. Ona cok bozuldu ve uzunca bir sure surati toparlanmadi.
Baska kucuk seyler de olmustur ama benim aklimda kalanlar bunlar.
Kv ile daha farkli surecler tabii. Emzirirken yanimda olmasini istemedim. Hala istemiyorum. Donup dese ki "Ne kiymetli memen varmis" diyecek lafim yok. Onunla bu zamani paylasmak istemiyorum. Yapamiyorum, rahat edemiyorum.
Onlarla tamiri zor olacak bir dolayli diyalog icine girdik. Beni cok uzduler. Isim meselesini anlatmistim. Bencillik yaptilar. Ha, sirf onlar degil, babam da oyle. Ama babami biliyorum, nasil saf disi birakacagimi biliyorum. Catir catir kavga eder yine de sorunu cozerim onunla. Ya da cozmem. Ama surecin nasil isleyecegini biliyorum. Ama kocamin ailesi ile oyle degil. Onlari o kadar tanimiyorum. Ve hala cocuguma ismi ile hitap etmediler. Bunu da fark etmiyor degilim.
Ikincisi Kv. eve gelip gelip aglamakli oluyordu. Hatta gozumuzun onunde aglamisligi da var. Mutluluktan falan da degil ha, baska bir sey. Bir kurtlanma hali. Hala ne oldugunu bilmiyorum. Bilmesem daha iyi. Ama benim gozumun onunde aglama. Aglayacaksan gelme. Geleceksen guclu dur. Sahne senin degil cunku. Benim bile degil, bebegin.
Neyse ki annem onbes gun kaldi ve gitti. Sonra bir hafta kocamla evdeydik. Sonra da gunduz kimse cat kapi gelmedi sukur ki. O yuzden ben biraz rahat ettim. Zorlaniyorum evet ama ruhuma daha iyi geliyor. Ustelik evde donla dolasmak bedava!
Ziyaretciler meselesi var. Her ne kadar cok sevdiklerim de gelmis olsa kimse kusura bakmazsa gelmeselerdi keske diyecegim. Duzen bozuluyor ve fikir beyan etme ustalari cogaliyor.
Or; usudu mu, eldiven mi giyse, ac mi, tuh tuh neden agliyor, uykusu gelmis annesi, aaa aglama bak cok ayip, o kadarcik giydirmeyin (ev 30 derece. Santigrat.), birazcik su ver istersen pamukcuk olmaz, emzige bal sur oyle ver, gel bakayim nasil emiyor... (son ikisi anneannemin bombalari.) Bunlarin hepsi belki de fazlasini duydum.
Ve kiyaslamalar... Sinavda neden 90 aldin bak Murtigul 95 almis, demenin baska versiyonlari var dillerinde. Ebeveyn olmak boyle bir sey. Ogrenmek ve yapmamak lazim. Ama daha simdiden kilo meselesi yuzunden kiyaslaniyor cocugum.
Mama konusunda herkeste bir uzuntu duyma hali olusuyor. Ya da ben abartiyorum belki de. Cunku benim hep duygum bu olurdu.
Ama yine de 40 cikarmanin bir anlami varmis. Ha bizim daha hala olmadi. Ama bir ay bile rahatlatiyor insani. Alisiyor. 4. Gunde misafir geldi bana, daha ameliyat yaralarim hatri sayilacak kadar agriyordu. Bir de herkes Izmirde olunca.
Geldi gecti diyelim ama bebek bakimi konusunda soyle bir yanlis var ortada. Herkes durum tespiti yapiyor. Iyi guzel. Ama cozum konusunda pek bilgi yok. Mesela bana kimse sut konusunda problem varsa daha cok, daha cok, dahaa da cok emzirmelisin demedi. Ilk gunlerdeki derdim gece uyusun ben de uyuyayim oldu. Kimsenin gece prolaktin artisi oldugunu bilmesini beklemiyorum elbette ama o kadar cocuk buyuttunuz, gece bebegin uyanip emmesi gerektigini de soylemeniz gerekirdi. Ha uyaniyordu zaten bebek ama o donemlerde salak gibi niye uyaniyor allah allah, mama yapmaliyiz derdine dusmustuk.
Benim en buyuk eksikligim dogum sonrasi bebek bakimi noktasinda arastirmamak ve okumamak oldu. Cogu gebenin yaptigi gibi dogum surecine odaklandim. Bu konuda tez hazirlayacak olmanin da etkisi var elbette. Fakat dogum sonrasi cok ama cok onemliymis. Asil zorlukla mucadele burada basliyormus.
Simdilerde lll ve bybo web sayfalarindayim. Okuyorum. Ve cozum uretmeye calisiyorum. Anlamaya calisiyorum. Keske daha once kesfetmis olsaydim. Ama umarim zararin bir yerinden donecegim. Degilse de elimden geleni yaptim derim.
Lohusalik zor zanaatmis.
Bu konuda biraz calisip psikoegitim programi yapmak lazim, cok onemli, cok ciddi destek acigi var. Kadinin, ailesinin, birincil yakinlarinin biraz daha ayik olmasi lazim. Destek olurken kostek olmasinlar diye.
Kocamdan bahsetmedim. O hep destekti. Bebekli hayata gecme surecinde bazen takildigi yerler olmadi degil, mesela hala haftasonu sabahlari 12ye kadar uyuyabilecegi yanilgisina kapilmak gibi. Ama bazi konularda bana benden cok guveniyor, su an en bocaladigim yer sutumun ne kadar geldigi. Ona gore iyiyim daha da iyi olacagim. Bazen hiecinlasiyorum mesela, toparliyor hemen beni. Iyi geliyor, iyi hissettiriyor. Iyi bir baba olmaya calisiyor iyi bir koca olmanin yani sira. Ben panikliyorum cok fazla. O sakin. Her sey yolunda diyebiliyor buna gercekten inanarak. Birlikteyken cok daha iyiyiz.
Yazik kedi oglum pesimizde surekli, ondan da bahsetmeden edemeyecegim. Iyi huylu bir cocuk oldugu icin cok sansliyim. Sakin, sirasini bekleyen, yatmaktan yatmaya birbirimize kavustugumuz bir donemdeyiz. Ne kosturmali oyun, ne ip oynama dogru duzgun yapamiyoruz. Ama olsun, birkac aya toparlariz eminim.
40 bitmedi. Ama lohusalik bitiyor yavas yavas. Bildikce daha kontrollu oluyorum. Ve suna inaniyorum; bildikce el vermek lazim. Bir sonraki gebe arkadasima bu konuda elimden gelen yardimi yapacagim ki araya baska kanallar karismasin, parazit yapmasin. Tabii o da isterse.
Ogrendigim bir sey de bu iste. Once sorulacak, sonra yapilacak.
Dilerim ki herkesin bu donemi kaygisiz, tasasiz, istedigi kisilerle, istedigi destegi alarak gecsin. Ama su da bir gercek: Lohusa dedin cadi olur! :)
Cevremdeki insanlar yardim etmek icin kendilerince iyi ya da kendilerine iyi gelen seyleri yapmak istediler. Ve tabii ki soylediler. Unuttuklari ve dikkate almadiklari nokta ben faktoruydu. Ben bu isin neresindeydim, ne kadarini talep ediyor, ne kadar duymak istiyordum.
Insanin canini genelde en cok yakinlarinin davranislari acitiyor. Surekli gittigim supermarkette calisan kiz da bana bebegimin emip emmedigini sordu mesela. O beni etkilemedi. Evet deyip gectim, aciklama yapmama gerek yoktu, onun da takip edecegi yoktu zaten.
Anneler konusu cok ayri. Kendi anneni kayirip digerine tu kaka yapma olasiligi cok yuksek. Onlarin da demir lady olmasi lazim. Benim annem genelde oyleydi. Sadece iki kez cok fena cikistim ona. Birisinde kesinlikle cok hakliydim ama siddetim ne hos falan degildi.
Oturdugumuz yerdeki bir komsumuzla telefonda konusuyordu. Karsi taraf malum soruyu sormus olacak ki annem "Emiyor ama yetmiyor." diye baslayan ve acili bir ses tonuyla devam eden -benim icin cok dramatikti, resmen kucuk Ceylan falandim o esnada- bir sekilde benim sureci anlatmaya basladi. Telefonu kapadi, odaya geldi, " x teyzen selam soyluyor." dedi ve ben neredeyse kadinin agzina sictim! Uzuldu, gozleri doldu ama yine de bir sey demedi canim. Sonra gonlunu aldim. O da bir daha boyle bir diyalog kurmadi kimseyle.
Ikincisi de benim 10. gun kontrolum icin Izmir'e gittigimizde oldu. Sokakta cocuk aglamaya basladi. Bizim de sudan yeni cikmis baliklar olarak elimiz ayagimiz birbirine dolandi. Emzik aranmaya basladik bir turlu bulamadik. Kocam bebegin uzerine pusete egilmis durumda, sirtinda sirt cantasi, ben onun uzerine egilmis durumda, cantada emzik araniyorum... Suratlarimizda dehset ifadesi, bu cocuk nasil susacak?! Annem de yanimizda guldu bize. Donup bok gibi bir ifadeyle ona "Niye guluyosun?" dedim. Ona cok bozuldu ve uzunca bir sure surati toparlanmadi.
Baska kucuk seyler de olmustur ama benim aklimda kalanlar bunlar.
Kv ile daha farkli surecler tabii. Emzirirken yanimda olmasini istemedim. Hala istemiyorum. Donup dese ki "Ne kiymetli memen varmis" diyecek lafim yok. Onunla bu zamani paylasmak istemiyorum. Yapamiyorum, rahat edemiyorum.
Onlarla tamiri zor olacak bir dolayli diyalog icine girdik. Beni cok uzduler. Isim meselesini anlatmistim. Bencillik yaptilar. Ha, sirf onlar degil, babam da oyle. Ama babami biliyorum, nasil saf disi birakacagimi biliyorum. Catir catir kavga eder yine de sorunu cozerim onunla. Ya da cozmem. Ama surecin nasil isleyecegini biliyorum. Ama kocamin ailesi ile oyle degil. Onlari o kadar tanimiyorum. Ve hala cocuguma ismi ile hitap etmediler. Bunu da fark etmiyor degilim.
Ikincisi Kv. eve gelip gelip aglamakli oluyordu. Hatta gozumuzun onunde aglamisligi da var. Mutluluktan falan da degil ha, baska bir sey. Bir kurtlanma hali. Hala ne oldugunu bilmiyorum. Bilmesem daha iyi. Ama benim gozumun onunde aglama. Aglayacaksan gelme. Geleceksen guclu dur. Sahne senin degil cunku. Benim bile degil, bebegin.
Neyse ki annem onbes gun kaldi ve gitti. Sonra bir hafta kocamla evdeydik. Sonra da gunduz kimse cat kapi gelmedi sukur ki. O yuzden ben biraz rahat ettim. Zorlaniyorum evet ama ruhuma daha iyi geliyor. Ustelik evde donla dolasmak bedava!
Ziyaretciler meselesi var. Her ne kadar cok sevdiklerim de gelmis olsa kimse kusura bakmazsa gelmeselerdi keske diyecegim. Duzen bozuluyor ve fikir beyan etme ustalari cogaliyor.
Or; usudu mu, eldiven mi giyse, ac mi, tuh tuh neden agliyor, uykusu gelmis annesi, aaa aglama bak cok ayip, o kadarcik giydirmeyin (ev 30 derece. Santigrat.), birazcik su ver istersen pamukcuk olmaz, emzige bal sur oyle ver, gel bakayim nasil emiyor... (son ikisi anneannemin bombalari.) Bunlarin hepsi belki de fazlasini duydum.
Ve kiyaslamalar... Sinavda neden 90 aldin bak Murtigul 95 almis, demenin baska versiyonlari var dillerinde. Ebeveyn olmak boyle bir sey. Ogrenmek ve yapmamak lazim. Ama daha simdiden kilo meselesi yuzunden kiyaslaniyor cocugum.
Mama konusunda herkeste bir uzuntu duyma hali olusuyor. Ya da ben abartiyorum belki de. Cunku benim hep duygum bu olurdu.
Ama yine de 40 cikarmanin bir anlami varmis. Ha bizim daha hala olmadi. Ama bir ay bile rahatlatiyor insani. Alisiyor. 4. Gunde misafir geldi bana, daha ameliyat yaralarim hatri sayilacak kadar agriyordu. Bir de herkes Izmirde olunca.
Geldi gecti diyelim ama bebek bakimi konusunda soyle bir yanlis var ortada. Herkes durum tespiti yapiyor. Iyi guzel. Ama cozum konusunda pek bilgi yok. Mesela bana kimse sut konusunda problem varsa daha cok, daha cok, dahaa da cok emzirmelisin demedi. Ilk gunlerdeki derdim gece uyusun ben de uyuyayim oldu. Kimsenin gece prolaktin artisi oldugunu bilmesini beklemiyorum elbette ama o kadar cocuk buyuttunuz, gece bebegin uyanip emmesi gerektigini de soylemeniz gerekirdi. Ha uyaniyordu zaten bebek ama o donemlerde salak gibi niye uyaniyor allah allah, mama yapmaliyiz derdine dusmustuk.
Benim en buyuk eksikligim dogum sonrasi bebek bakimi noktasinda arastirmamak ve okumamak oldu. Cogu gebenin yaptigi gibi dogum surecine odaklandim. Bu konuda tez hazirlayacak olmanin da etkisi var elbette. Fakat dogum sonrasi cok ama cok onemliymis. Asil zorlukla mucadele burada basliyormus.
Simdilerde lll ve bybo web sayfalarindayim. Okuyorum. Ve cozum uretmeye calisiyorum. Anlamaya calisiyorum. Keske daha once kesfetmis olsaydim. Ama umarim zararin bir yerinden donecegim. Degilse de elimden geleni yaptim derim.
Lohusalik zor zanaatmis.
Bu konuda biraz calisip psikoegitim programi yapmak lazim, cok onemli, cok ciddi destek acigi var. Kadinin, ailesinin, birincil yakinlarinin biraz daha ayik olmasi lazim. Destek olurken kostek olmasinlar diye.
Kocamdan bahsetmedim. O hep destekti. Bebekli hayata gecme surecinde bazen takildigi yerler olmadi degil, mesela hala haftasonu sabahlari 12ye kadar uyuyabilecegi yanilgisina kapilmak gibi. Ama bazi konularda bana benden cok guveniyor, su an en bocaladigim yer sutumun ne kadar geldigi. Ona gore iyiyim daha da iyi olacagim. Bazen hiecinlasiyorum mesela, toparliyor hemen beni. Iyi geliyor, iyi hissettiriyor. Iyi bir baba olmaya calisiyor iyi bir koca olmanin yani sira. Ben panikliyorum cok fazla. O sakin. Her sey yolunda diyebiliyor buna gercekten inanarak. Birlikteyken cok daha iyiyiz.
Yazik kedi oglum pesimizde surekli, ondan da bahsetmeden edemeyecegim. Iyi huylu bir cocuk oldugu icin cok sansliyim. Sakin, sirasini bekleyen, yatmaktan yatmaya birbirimize kavustugumuz bir donemdeyiz. Ne kosturmali oyun, ne ip oynama dogru duzgun yapamiyoruz. Ama olsun, birkac aya toparlariz eminim.
40 bitmedi. Ama lohusalik bitiyor yavas yavas. Bildikce daha kontrollu oluyorum. Ve suna inaniyorum; bildikce el vermek lazim. Bir sonraki gebe arkadasima bu konuda elimden gelen yardimi yapacagim ki araya baska kanallar karismasin, parazit yapmasin. Tabii o da isterse.
Ogrendigim bir sey de bu iste. Once sorulacak, sonra yapilacak.
Dilerim ki herkesin bu donemi kaygisiz, tasasiz, istedigi kisilerle, istedigi destegi alarak gecsin. Ama su da bir gercek: Lohusa dedin cadi olur! :)
Ne güzel yazmışsın açık açık, aslında bir çok kadının yaşadığı ama dilinin ucuna bile getirmediği bir durum. Lohusa psikolojisini biliyorsun, okudun, değil 40 gün malesef emzirme bittikten 1 ay sonraya dek uzayabiliyor. Çok ciddi depresyon yaşayan ve bu durumu anlayamayanlar var. Açık olmak, canın ağlamak istiyorsa ağlamak, gülmek istiyorsa gülmek, bağırmak çağırmak istiyorsa da yapmak lazım. Bu dönemde bunların hiç birini "etrafa ayıp olur" diye yapamayan ve 30 sene sonra hala "sen bana şunu dediydin" diye düşünen kadınlar var..
YanıtlaSilAnne oldun, şunu çok yakında sen de anlayacaksın, insan çocuğuna kızamıyor. Sevgi çok başka, ne yaparsa yapsın sinirlensen de kin tutamıyorsun. O nedenle anneme şöyle ettim vah vah deme, annen seni anlıyor, sana kızmaz. KV başka hikaye :D Ama onun da yeri önemi ayrı ona da takılma. Babalar biraz cins ama onları da anneler dürtüp kendilerine getirir yani yakın çevrenden korkma. Ha ama şu var, çok yakın arkadaşlarını kırdığında işte o biraz riskli, onlara da kısaca "ay ben lohusa kafasıyım ya sen bu dönem beni biraz hoşgör" demekte fayda var, özellikle çocuksuzlara. Sonra üzülmezsin, çünkü "yakın dost zaten küsmez kırılmaz" işi hikaye.. İnsanız.
Gelelim çocuk büyütme konusundaki paniklere, bunlar bence çooook normal. Eğer anneler paniklemeseler üzülmeseler, robot gibi ben herşeyi iyi yapıyorum özgüveni olsa, bebekler hayatta kalmazdı çünkü mutlaka yanlış bildiklerin, yanlış inançların devreye giriyor, mutlaka hata yapıyorsun. Kimse mükemmel değil ve olmamalı yoksa insanlık bir cm ileriye gidemezdi. Hatalardan ders almak önemli.
Yenidoğan bakımı çok zor, hayattaki en zor dönem, gittikçe kolaylaşacak, güzelleşecek. Endişe etme demek saçma ama endişe geldiğinde şunu sor: 1. bu endişe ne kadar gerçekçi 2. benim bunu çözme yetim ne durumda.. Biliyorsun zaten bunları, kendine uygulamak zor ama olacak zamanla..
Bebeği merak etme, büyüyecek :D Şimdi önümüzdeki aylarda bir topaç olacak "ay bunu neyle besliyorsun annesi" sorusu başlayacak, o da ayrı komedi, pasta böğğğğrek teyze, ni versem yiyor, geçen bir kalıp çikolata yedirdim yidi falan diyordum ben :D Eğlenceli be.
Tesekkur ederim Ceren. Lohusa olmayi yasamayan ve sadece teoride bilen birileriyle konusmak istemezdim. Bu deneyimlenip de paylasilmasi gereken bir sey.
SilKilo konusunu da yoluna sokarsak ustune bal dok yala diyecegim. Umarim neyle besliyorsun sorusuna " Sadece Anne sutu tabiyyy kiii." diyebilirim. :)
Hello yine ben,
YanıtlaSilİşte içine girmeden anlaşılması assla mümkün olmayan tatlış lohusalık. Doğum sonrası için hazırlanmadım diye ben de çok kafamı duvarlara vurdumdu, ama sonradan şunu farkettim ki o sürece hazırlanmak çok mümkün değil, yaşayarak öğreniyor insan.
Emzirme konusundaki sıkıntını görüyorum, ama bu öyle bir konu ki çok müdahil olup seni üzmek/sinirlendirmek/germek istemem, ama bildiğimi paylaşmak isterim, lütfen sormaktan çekinme ki anlatayım. Benim meme uçlarım içe dönüktü, memeyi tutturmakta vs çok zorlandım, aylarca meme ucu yarası ile boğuştum. Annem habire tepemde aç bu çocuk mama verelim diye geziyordu.(kv şahane bir insan lohusalığımda çok emeği geçti bana sağolsun, öte yandan annemi bir kaşık su verseler içinde boğardım!!)O dönem lll'den girdim, tomrisin emzirme notlarını hatimledim. Bence fahri emzirme danışmanlığı falan verebilirerdi bana Binlerce bebeğe mama bıraktırıp anne sütüne memesine döndürdüler tamamen. Gruba anketle giriliyor, soruları doğru cevaplaman önemli. Ben yardım edebileceklerine inanıyorum.
Son olarak, gerçekten zamanla kolaylaşıyor.
Cok tesekkurler kuzu. ❤
SilBu gibi onerilere o kadar ihtiyacim var ki, hemen uye olmak icin basvuru yaptim. (Allaaam isalaah beni de alirlar!:))
Hala sorun bende, yeterince sut uretemiyorum dusuncesini aklimdan atamadigim icin susuz balik gibi cirpiniyorum. Cok seyler yapiyorum. Ama inanc konusunda sinifta kaliyorum. Tam hah oldu oh rahatladim diyorum, aksama dogru kaygi seviyesi artiyor. Kocam bana ne oldugunu soruyor cunku evin sakini ve kriz cozucusu benimdir. Diyorum ya cok fena yakaladi beni anne olmak.
Bu arada aksam saatlerinde memeler yumuşar, boş gibi görünür. Bebenin de ağlayası tutar genelde o saatlerde günün yorgunluğu vs nedenlerle. Sebep her zaman açlık olmayabilir, memelerin yumuşluğu da yanıltmasın seni boş değiller aslında. Gruba kabul edilmezsen bi dürt beni de yazayım alınman için
Silyazının bir kısmını silip mi yollamışım naapmışım tekrar ekliyorum.
YanıtlaSilO dönem lll'den girdim, tomrisin emzirme notlarını hatimledim. Bence fahri emzirme danışmanlığı falan verebilirerdi bana. Facebook kullanıyorsan EMZİRME SANATI grubuna üye olmanı öneririm. Grup yöneticileri çok ilgili. Binlerce bebeğe mama bıraktırıp anne sütüne memesine döndürdüler tamamen. Gruba anketle giriliyor, soruları doğru cevaplaman önemli. Ben yardım edebileceklerine inanıyorum.