Haziran ayinda bayram tatili ile baslayan orda burda fink atma eylemlerimiz agustos ayinda ikinci bayram ile son buldu, eve temelli donus gerceklesti.
Sebebini dusmanca buna baglayabilecegim sekilde bizim kizin uyku duzeni bozuldu. O kadar ofkeleniyorum ki evi birakip seyahat eden kendimi tekme tokat dovesim var. Bir de ustune gun icinde pacamdan akan bir cocuk da olunca... Bizde sinirler lacka yani.
Ortam degisikligi haric hanimefendinin uyku rutinlerini bozmadigimi dusunuyorum. Dzzzt, yanlis. Onunla beraber uyudum. Sanirim bu en buyuk rutin bozuklugu. Kafama sicayim. Kolayima geldi. Yanindayken aldim, emzirdim, geri yatirdim. Oooh. Soyle hafif kipirdanip uyanir gibi oldugunda dayadim memeyi hemen. Kut diye geri gitti. Oldu mu nurtopu gibi bir sorunumuz peki? Oldu!
Gece uyandiginda yanina gidip yatmak, pispislamak, emzirmek ivir zivir pek sorun olmuyor da ben o ilk blok uykuyu uyuyamiyorsam sinirden saclarim Emmett Brown gibi oluyor.
Bu gece de boyle bir gece nitekim.
Ustelik yataga girmek icin gece saat 00.sonrasina kalmaktan hic hoslanmam. Uyku resmen kacmis gitmistir, yetmeyecektir, ertesi gun bok gibi gececektir. Kesin! Algim bu. Ve su anda saat tam bir. (Rakamla 1)
Sebebini bilmiyorum. Su an uykuya dalamiyor. Ve ben saat 22.30dan beri ugrasiyorum, geri uyutabilmek icin. Midem agridi.
Ve butun bir pazar gununu temizlik, yemek, bebe oyalama ile gecirdigim icin, kendim icin yaptigim tek sey muzlu fistik ezmesi yemekti. Sagolsun, izin vermedi.
Dun kocam kriz gecirdi. Gercekten. Nobet gibiydi, korkuttu beni, hastanelik bir hale gelecek sandim. Ofke birikmesi, kendini degersiz hissetme, kriz yonetimini becerememe... Bende de aynilari var, farkli hallerde vuku buluyor.
Ev, haftasonlari surekli bir yere gittigimiz icin cok daginik ve kirliydi. Gercekten toparlamaya o kadar firsatim olmuyor ki butun gun yemek yaparsam sansli sayiyorum kendimi. Aksam da is yapmak istemiyorum. Ama yapmak gerekiyormus.
Daginiklik da bizi cok gerdi. Ustune kizin high need halleri tuzu biberi oldu. Dun kocam bugun de ben patladik.
Ve tabii butun gun haldir haldir bir seyleri oldurmaya calisip tam ayaklarimi uzattim dedigim zamanda uyanan ve bir turlu uykuya geri donemeyen bir bebe kesinlikle en son istedigim seydi. Tam daldi diyorum, gozlerini aciyor, oyle yap boyle yapn fayda etmiyor.
En sonunda aglamaya basladim. Seninki oyun sandi, kahkaha atmaya basladi. Bebekken gercekten o kadar donanimsiziz ki, epic fail bir durum. Ayip ya, kedim bile daha empatik.
Bu geceden sag cikarsak tek artisi kocamin bebek uyutabilmesi olur. Bebe onda, simdilik ses cikmiyor. Oyleyse bir musibet bin nasihattan iyidir diyecegim. Hadi insallah.
9 Eylül 2018 Pazar
1 Eylül 2018 Cumartesi
Kim daha cok?
Sans ki kizim herkes tarafindan cok seviliyor. Butun aile buyukleri zoraki degil, gercekten kizimi seviyor. Benim dedigimin haricinde bir sey yapmaya calismiyorlar, cizgiyi asmiyorlar. Gercekten butun bunlarin hepsi iyi haber.
Gelgelelim az once soyle sacma bir diyalog icine girdik, kimin eli kimin cebinde kaldi pek cozemedik.
Muhabbet sirasinda kv. "Ben en cok kizimi seviyorum." dedi. (Kizim=benim kizim.) Kocam da "Valla ben de en cok onu seviyorum." dedi. Gulerek ben de eslik ettim. Sonra kv. "Yoo, hayir onu demek istemedim, herkesten en cok ben seviyorum, sizin sevdiginizden daha cok. " Hoaa, olur mu oyle sey, bidi bidi derken oyle bi ortada kalir gibi oldu muhabbet, hop ben cevirdim; "Valla kusura bakmayin, benden daha cok sevemezsiniz." dedim. Sanirim niye gibi bir sey soyledi, "Annesi oldugum icin olabilir mi?" dedim. "Nereden biliyorsun?" deyip bana cikisir gibi oldu. Kocama baktim, o ortaligi toparladi.
Ulan kadin, benle sidik yaristirmanin anlami var mi acaba? Insanlar bosu bosuna bazi seyleri tehlike olarak gormuyor, ben mecbur kalip da kizimi bu durumda nasil sana emanet edeyim?
Benden daha cok sevecekmis...Laflara bak!
Fazla yakinlik tez ayrilik getirir derler, yazlikcilik ayagina azicik icli disli olduk, hemen bokunu cikarmalar basladi.
Benim yine ust duzey iliskilere bir ayar cekme mevsimim geldi gibi gorunuyor.
Abartiyor muyum acaba?
Gelgelelim az once soyle sacma bir diyalog icine girdik, kimin eli kimin cebinde kaldi pek cozemedik.
Muhabbet sirasinda kv. "Ben en cok kizimi seviyorum." dedi. (Kizim=benim kizim.) Kocam da "Valla ben de en cok onu seviyorum." dedi. Gulerek ben de eslik ettim. Sonra kv. "Yoo, hayir onu demek istemedim, herkesten en cok ben seviyorum, sizin sevdiginizden daha cok. " Hoaa, olur mu oyle sey, bidi bidi derken oyle bi ortada kalir gibi oldu muhabbet, hop ben cevirdim; "Valla kusura bakmayin, benden daha cok sevemezsiniz." dedim. Sanirim niye gibi bir sey soyledi, "Annesi oldugum icin olabilir mi?" dedim. "Nereden biliyorsun?" deyip bana cikisir gibi oldu. Kocama baktim, o ortaligi toparladi.
Ulan kadin, benle sidik yaristirmanin anlami var mi acaba? Insanlar bosu bosuna bazi seyleri tehlike olarak gormuyor, ben mecbur kalip da kizimi bu durumda nasil sana emanet edeyim?
Benden daha cok sevecekmis...Laflara bak!
Fazla yakinlik tez ayrilik getirir derler, yazlikcilik ayagina azicik icli disli olduk, hemen bokunu cikarmalar basladi.
Benim yine ust duzey iliskilere bir ayar cekme mevsimim geldi gibi gorunuyor.
Abartiyor muyum acaba?
Onuncu ay
Bu ay gezentiydik kizimla. Haziranla baslayan ve eylulde de (cunku neredeyse 11.ay geldi) devam eden bir yazlikcilik modundayiz. Kelimenin tam anlamiyla iki tarafa da coktuk. Tabii ben anamlarin evine cokmeyi daha cok seviyorum ama kader utansin orasi da uzak. Sehirdeki islere gidip gelmek gerekince Karaburun'da pek kalamadik.
Uc disli kizim, tutunarak yuruyebilen kizim, kendi kendine oyun yapan kizim, anasina hunharca dusen kizim, oglen uykularini costuran kizim, denizi seven kizim, cimlerde oynayan kizim, kedi seven kopekten havladiklari icin korkan kizim, kus asigi kizim, yemek secen kizim, kefire tapan kizim...
Daha da cok da, 11. Aya kalsin biraz da. Akpak hali bile nispeten azaldi, guneste yana yana rengi degisti. Buyudu, guzellesti. Saclari sarardi iyice. Espri falan yapiyor boncuk.
Cok daha seviliyor, cok daha ozleniyor.
Neyse ama, iki yil izni kaptim kocadan ve devletten. Bakalim bizi neler bekliyor, fakir fakir yasicaz artik. 😂
Uc disli kizim, tutunarak yuruyebilen kizim, kendi kendine oyun yapan kizim, anasina hunharca dusen kizim, oglen uykularini costuran kizim, denizi seven kizim, cimlerde oynayan kizim, kedi seven kopekten havladiklari icin korkan kizim, kus asigi kizim, yemek secen kizim, kefire tapan kizim...
Daha da cok da, 11. Aya kalsin biraz da. Akpak hali bile nispeten azaldi, guneste yana yana rengi degisti. Buyudu, guzellesti. Saclari sarardi iyice. Espri falan yapiyor boncuk.
Cok daha seviliyor, cok daha ozleniyor.
Neyse ama, iki yil izni kaptim kocadan ve devletten. Bakalim bizi neler bekliyor, fakir fakir yasicaz artik. 😂
17 Ağustos 2018 Cuma
Bu ara
Merhaba blog, nasilsin?
Gebelik bitti, analik rayina oturdu, e tatil falan da girla... Unuttun tabi buralari, desen, hakkindir.
Bir garip hallerdeyim blog. Bir an geliyor assiri sevgi dolu, umit doluyum. Bir an geliyor karalar baglayip nefret duygumu korukluyorum. Boyle yazinca bu uctan uca evrilmeler ruh sagligi problemi gibi gorunse de gunluk yasam olaylari ile sekillenen seyler aslinda.
Soyle ki, is yerindeki oda arkadasim beni Bimere sikayet etti. Etmis. Onun isleriyle ugrasiyorum, keyfim kacik, tadim tuzum gidiyor bu yuzden. Bayramdan sonra ne halim varsa gorecegim sanirim. Bakalim.
Bir yandan da terapist olmaya bir adim daha yaklastim. Ucretsiz izin buna yarayacak gibi. Az kaldi, sik disini Pinar.
Bir projem var, "bos buldugun yere agac dik!" Terapi grubundaki arkadaslarimin da anildigi minik bir orman yaratma surecindeyim. Ilk agacimi diktim bile. Nasil iyi hissettirdi, anlatamam. Simdi de cekirdeklerden ve surgunlerden fidan yetistirme cabasi icindeyim. Cok seviyorum. Cok egleniyorum.
Bu gelgit yasantilar icinde dunya iyi mi kotu mu, ben iyi miyim kotu muyum, allak bullak oluyorum. Kizima bok gibi bir yerdesin algisi yaratmak istemiyorum. Aksine, dokunabilirsin, dokun, bu evren senin, degerli kil demek istiyorum. Yureklerimizi iyilestirip oyle yola devam edelim istiyorum. Buyuk resimdeki agaci, hayvani, dogali bulup ona kiymet verelim istiyorum, uc bes paraya aldigimiz pantolona degil. Kizim da oyle olsun istiyorum.
Tabi butun bu duygu seli icindeyken kimse beni isirmasin istiyorum. Uzuluyor, sinirleniyorum.
Lidya buyuyor, cok hizli. Onunla buyuyen biz icin de, daha iyi bir dunya yaratmaya calisiyorum.
Gebelik bitti, analik rayina oturdu, e tatil falan da girla... Unuttun tabi buralari, desen, hakkindir.
Bir garip hallerdeyim blog. Bir an geliyor assiri sevgi dolu, umit doluyum. Bir an geliyor karalar baglayip nefret duygumu korukluyorum. Boyle yazinca bu uctan uca evrilmeler ruh sagligi problemi gibi gorunse de gunluk yasam olaylari ile sekillenen seyler aslinda.
Soyle ki, is yerindeki oda arkadasim beni Bimere sikayet etti. Etmis. Onun isleriyle ugrasiyorum, keyfim kacik, tadim tuzum gidiyor bu yuzden. Bayramdan sonra ne halim varsa gorecegim sanirim. Bakalim.
Bir yandan da terapist olmaya bir adim daha yaklastim. Ucretsiz izin buna yarayacak gibi. Az kaldi, sik disini Pinar.
Bir projem var, "bos buldugun yere agac dik!" Terapi grubundaki arkadaslarimin da anildigi minik bir orman yaratma surecindeyim. Ilk agacimi diktim bile. Nasil iyi hissettirdi, anlatamam. Simdi de cekirdeklerden ve surgunlerden fidan yetistirme cabasi icindeyim. Cok seviyorum. Cok egleniyorum.
Bu gelgit yasantilar icinde dunya iyi mi kotu mu, ben iyi miyim kotu muyum, allak bullak oluyorum. Kizima bok gibi bir yerdesin algisi yaratmak istemiyorum. Aksine, dokunabilirsin, dokun, bu evren senin, degerli kil demek istiyorum. Yureklerimizi iyilestirip oyle yola devam edelim istiyorum. Buyuk resimdeki agaci, hayvani, dogali bulup ona kiymet verelim istiyorum, uc bes paraya aldigimiz pantolona degil. Kizim da oyle olsun istiyorum.
Tabi butun bu duygu seli icindeyken kimse beni isirmasin istiyorum. Uzuluyor, sinirleniyorum.
Lidya buyuyor, cok hizli. Onunla buyuyen biz icin de, daha iyi bir dunya yaratmaya calisiyorum.
15 Temmuz 2018 Pazar
Bu hayatta yaptigim en buyuk hata:
Kanada gocmenlik icin basvuru yapmaktan vazgecmek!
Gece 00.20de sanki 09.05'te calinan siren sesine misillemeymis gibi sela okumak nedir ya?
Ne olur ya, ne olur, bize de Avrupa icin bir yol, bir kapi acilsin. Ne olur!
Gece 00.20de sanki 09.05'te calinan siren sesine misillemeymis gibi sela okumak nedir ya?
Ne olur ya, ne olur, bize de Avrupa icin bir yol, bir kapi acilsin. Ne olur!
11 Temmuz 2018 Çarşamba
Dokuzuncu Ay
Salincaga binmesini siz bilmiyorsunuz! |
Karnimdaki zamanin kadar disarida da omrun gecti kizim. Biri geldi, puffff dedi, bir anda gecti gitti dokuz ay. Hamilelikte bu kadar cabuk gecmemisti, bak. Cok da gecsin istememistim, yalan degil. Simdi gecsin veya gecmesin gibi bir istegim yok ama bir an once ilkokul cagina falan gelmeni istiyorum. Soyle bilmis bilmis cevaplar veren bir kiz cocugu ol, mesela. Anasi kilikli desinler.
Tek ama tek cigrindan ciktigim nokta uyku meselesi. Bu ara gece de cozuttun canimin ici. Elimden geldigince kimseyi hirpalamadan yol almaya calisiyorum ama inan ki zorlaniyorum. Gece mis gibi uyuyan cocuktun. Bu ayda birden cok uyanmaya ve bensiz uyuyamamaya basladin.
Tabii ki sebepleri var. Birincisi ortam degisikligi. Kusadasi-Izmir-Karaburun-Izmir-Karaburun-Kusadasi seklinde olusan bir yer degisikligi yasadin bir ay icinde. Seninle ayni odada yatmak zorunda kaldik. Belki ona alistin.
Ikincisi altinci hastalik zimbirtisi... Uc gun ateslendin, sonra kirmizi kirmizi atti dokuntuler vucudunda. Ve sonra bana bir yapistin ki sorma. Ih ih ih ihhhhh en cok duydugumuz sey oldu agzindan, hala oyle.
Ucuncusu dis! Evet ikisi bir geldi, obur ikisi de gelmek uzere, kabardi da kabardi, rahatsiz oluyorsun belli.
Dorduncusu gelisim donemin. Ayrilik anksiyetesi ile basimiz dertte. Birak tanimadigin kisileri, babani bile istemiyorsun genelde. Vay bana vaylar bana.
Besincisi sicak. Aydin ucbin derece oluyor bazen kizim. Gerci bu ara guzel esiyor ama yine de haklisin.
Zihinsel gelisiminin patladigini cok net gozlemliyoruz. Bir iki kere yaptigimiz bir seyi taklit etmeye basladin. Kulak, sac, burun, gobek, meme, baba, evin kedisi gibi seyleri sordugumuzda gosteriyorsun. Bilemediginde baska bir "ih" tonun var, o sesi cikariyorsun. Anneannen "cis nerede?" yi ve atmayi ogretti sana. Cis nerede tamam da, atmak guzel olmadi. Beleve adina cirkin hareketler bunlar. Cis nerefe deyince pat pat pat bezine vuruyorsun.
Kendince bir mizah anlayisin var. Cok tatli. Umarim espri yetenegin ve laf ebeligin babana benzer. Anan biraz kalin kafali bu konuda. Bence bu konuda babana cek. Babaannenin bu konuda bedduasi varmis, kendince oyle diyor ama bana kalirsa beddua falan degil bu, bana cevap vermen beni onun kadar mutsuz etmez. Sonucta ezberci egitime hayir, degil mi?!
Emeklemeyi kendince astin. Diyollaa ki cabuk yurursun. Bence oyle olmayacak. Dis icin de oyle demislerdi. "Erken cikacak!" Oral donem boyle olur diye millete ders vermekten gina gelmis 3. aydan 8. aya kadar anlatacagim diye gobegim catlamisti. Ama sonlara dogru artik ben de "evet evet, hii himmm, dis." dedim. Millet anlamiyordu zira. Simdi de her isini emekleyerek hallediyorsun, bence yurumeyi biraz erteleyeceksin. Neyse, bakalim gorecegiz, oyle mi olacak.
Denize girdin. Havuza da girdin. Havuz guvenliginden pek emin olamadim, sitenin bebeleri kesin isiyordur icine diye ama deniz iyi deniz. Ha, tabii bir de bu sene buralara bir yaz gelseydi. Ne zaman denize gidelim diyoruz hooop hava kapali. Ne zaman baska isimiz oluyor vay efendim hava piril piril. Suyu seven bir bebeksin Allahtan. Ama kumu sevmedin. Ayaklarin kuma degmesin, hemen agliyorsun.
Banyo yaparken en favori aktiviten su gideriyle oynamak. Cunku anan sana zibilyon tane banyo oyuncagi almadi.
Ha, disini kasimak icin de mutfak dolaplarinin kulplarini kullaniyorsun. Iyi ki sana Sophie almamisim, yuregime inerdi yemin ederim.
Bez degistirirken nasil maymun oldugumu anlatmama gerek yok. Yasasin kulot bez. ❤
Yemek hala pek sevdigin bir aktivite degil. Erik bu ara salataliktan sonra favori yiyecegin. Corbalarla aran iyi degil. Kofte artik daha katlanilir senin icin. Balik sevdin ve bu bizim icin "Oleyy" lik bir durum. Irmikten zerre hoslanmiyorsun ama domuz anan hala sana irmikli zimbirtilar yapmaya calisiyor. Biz bir sey yeyip icerken net bir sekilde tadina bakmak istiyorsun. Genelde begenmiyorsun. Daha hic rafine sekerli bir sey yemedin. Ama az tuzlu bir seyler yemisligin var.
Bu ay kan degerlerine baktiracagiz. Umarim demir konusunda sorun yasamazsin. Tahlil yaptirmak inanilmaz gozumde buyuyor canim, keske zorunda olmasak.
Ah uyku ah. Ne olur geri don. Eski gunlerdeki gibi olalim. Gece uyumayinca ben ben olmaktan cikiyorum kizim. Sen gel, beni dinle.
Ah, bir de "Neden erken yatiriyorsun?"cularla mucadele etmek cok zor. Gec yatarsa gec kalkar, isin mi var, neden erken kalkiyorsun ki, diyee diyee omrumu kuruttular. Anlatamadim. Uc uykudan ikiye dustugun zaman sabah kalkis saatinin de geriledigini, bunu bir turlu erkene cekemedigimi, uyku uykunun mayasidir felsefesini bir turlu anlatamadim. Buna da pes ettim. (Var mi bir care gercekten? Egitim falan degil de nasil duzenleriz bu uykulari yeniden?)
Bundan uc ay sonra birinci yas gununu kutluyor olacagimizi aklim almiyor gercekten. Zaman! Ne hizlisin!
Birkac dilegim var, surekli tekrarladigim;
Ne olur, gece guzel uyusun, gunduz guzel vakit gecirelim!
Ne olur, bir yerden cokca para gelsin, ise donmek zorunda kalmayayim!
Ve elbette saglik, saglik, saglik...
1 Temmuz 2018 Pazar
Sekizinci ay
Yine zamaninda yazamadigim bir doneme denk geldim. Zihnim de bana bazi oyunlar oynuyor, ne, hangi ayda olmustu, animsayamiyorum.
Bu yuzden kisaca;
Bu ayin bombasi emeklemek!
Fiti fiti fiti pesimde dolasiyor kizim artik.
Ya da ben onun pesinde dolasiyorum mu demeliyim, bilemedim...
17 Haziran 2018 Pazar
Babalar gunu 2018
Yazip yazmamak arasinda kaldim. Ama istiyorum, yazacagim.
Esim hakkinda yakindigim cokca sey olsa da, genelde ev isleri paylasimi ile ilgili seyler, sayabilecegimden cok fazla artisi olan biri o. Sevgisine suphem yok. Bana da, kizina da ve hatta kedimize de.
Ben evlendigimde inat edip cekirdek aile olmaya calisiyordum. Buyuklere gerek yok, sen ben bizim oglan yeterliydi. Aslinda hala fikren ayni kafadayim. Benim icin kendi kucuk ailemden daha onemlisi yok.
Malesef.
Babami seviyorum. Ama o kadar. Dusunuyorum, ne ozel bir animiz var adam akilli, ne ben onun kucuk kizi gibi hissettim, ne onun tarafindan koruma altinda oldugumj hissettim... Cogunlukla babam benim icin hayatimdaki gerginliklerin en buyuk kaynagiydi. Siginacagim yer olmaktansa kacinacagim bir yerdi baba yani. Lise sinavlarina hazirlanirken evden gidebilmek icin yatili fen lisesi tercihleri yapmaya calisiyordum. Gidemedim tabii, o kadar caliskan degilmisim. Isin ozu hep evden gitme istegim vardi.
Cok travmatize edilmediyse her cocuk ailesinin kendisini sevdigini bilir. Sunu kabullenir; seviyor ama gosteremiyor. Peki. Ama acikcasi otuz yasimdaki Pinar olarak hele ki bir cocuk annesi olduktan sonra, kocami, baska babalari daha farkli gozle gordukten sonra bu naneyi yutmus gibi davranamayacagimi anladim.
Icinden, cok derinlerden seviyor olabilir. Cok ozverili biri, asla bunu irdelemem bak. Ama sevgi daha baskaymis ya. Uzaktan sevmek diye bir seyi kabul edemiyorum cunku sevgi disari tasan bir sey, durduramaz ki insan onu, ben Lidya'ya durduramiyorum, kocam da. Babam madem seviyorsa nasil durduruyor bunu diye dusunuyorum, aklim kesmiyor.
Babam mezuniyetime onu davet etmedigimi soyleyerek gelmedi. Ilkokul mezuniyeti degil, universite. Ustelik ayni sehirde, Izmir'de. Nişan gunu cilginca kavga ettik, cok aglatti beni, neden suslerimi kendim hazirliyormusum, haziri varmis daha kolaymis. Ayda bir kez onlarin yanina gidiyoruz benim egitimim icin, kocam butun pazar evde oluyor, babam dagcilik klubunde yuruyuslere gidiyor. Bir defa da demedi, bugun de damatla oturayim. Hadi gel biraz sohbet edelim diyemedik cunku hep vaaz verdi. Ne bana ne kardesime "Siz iyisiniz, tamamsiniz, basarilisiniz, kiymetlisiniz." mesaji vermedi. Hep eksiktik. Ben cazgirim ona karsi. Ama kardesim erkek ve iliski oruntusu baska dinamikler barindiriyor. Bizle, yetiskin halimizle hic adam gibi sosyallesmeye calistigini hatirlamiyorum, belki de artik ben de acimasiz davraniyorum ve bir yerde kiriliyor bu, bilemiyorum. Ilk anneler gunumdu, kutlamadi.
Dun annemle otururken ona buyukanne/buyukbabalarla olan iliskim hakkinda bir seyler soyledim. Benim onlarla da yakin bir iliskim olmadi. Kendimi sorumlu tutuyordum. Ama goruyorum ki bu iliskinin yonunu, boyutunu belirleyen kisi yetiskin olan. Cocuk bunu model aliyor. Anneme de Lidya icin bir uyari verdim. Nasil davranirsaniz o da size oyle davranacak diye.
Cunku Lidya dogdugundan beri onu gormek icin ozel olarak o kadar az geldiler ki gelecekte de boyle olursa anneanne ve dede onun icin uzakta var olan insanlar olarak kalacak.
Bugun yine bir komsumuz bizdeydi, Ahmet Amca diyelim. Ben de Lidya'ya kahvalti yaptiriyordum. Babam da balkonda dolaniyordu. Lidya surekli onu takip etti. Ahmet Amca da fark edip "Aa dede nerede, dede, nerdeymis Lidya'nin dedesi?" gibi seyler soyledi. En sonunda adam isyan etti. "Yahu bir baksana su cocuga, deminden beri seni takip ediyor." diye.
Bence Lidya'yi da herhangi bir cocuktan daha cok sevmiyor. Hatta komsu cocugu daha cok ilgi gorebilir ondan. Kendime degil ama Lidya'ya uzuluyorum.
Bunun yaninda kocamin kizimla iliskisini cok seviyorum. Benimle oldugundan daha cok egleniyor Lidya onunla. Oyun arkadasi, kudurma arkadasi... Onlar kahkaha atarken cok sicak hissediyorum evimizi.
Cocukken babamla yattigimiz zamanlari animsiyorum. Ama ertesi gunune genelde penadur vurulmaya gittigim icin aninin sonu guzel bitmiyor.
Babamin da kendince cok seyler yuzunden kalbi kirik. Anne baba yaklasimlari cok sacma ve eksik. O da ancak bu kadar yumusatabiliyor kendini demek ki. Ama pd. de ogrendigim bir sey var: Bu benim yukum degil. Istedigi an yardima hazirim ama bu hali ile degil.
Simdi babalar gununde, Lidya buyudukce cocuklugumu da buyuten ben, babamla ilgili de eksikleri gordukce cok uzuntu duyuyorum.
Kizimin babasi onu sevdigi ve gosterdigi icin sansli hissediyorum.
Kutlu olsun.
Esim hakkinda yakindigim cokca sey olsa da, genelde ev isleri paylasimi ile ilgili seyler, sayabilecegimden cok fazla artisi olan biri o. Sevgisine suphem yok. Bana da, kizina da ve hatta kedimize de.
Ben evlendigimde inat edip cekirdek aile olmaya calisiyordum. Buyuklere gerek yok, sen ben bizim oglan yeterliydi. Aslinda hala fikren ayni kafadayim. Benim icin kendi kucuk ailemden daha onemlisi yok.
Malesef.
Babami seviyorum. Ama o kadar. Dusunuyorum, ne ozel bir animiz var adam akilli, ne ben onun kucuk kizi gibi hissettim, ne onun tarafindan koruma altinda oldugumj hissettim... Cogunlukla babam benim icin hayatimdaki gerginliklerin en buyuk kaynagiydi. Siginacagim yer olmaktansa kacinacagim bir yerdi baba yani. Lise sinavlarina hazirlanirken evden gidebilmek icin yatili fen lisesi tercihleri yapmaya calisiyordum. Gidemedim tabii, o kadar caliskan degilmisim. Isin ozu hep evden gitme istegim vardi.
Cok travmatize edilmediyse her cocuk ailesinin kendisini sevdigini bilir. Sunu kabullenir; seviyor ama gosteremiyor. Peki. Ama acikcasi otuz yasimdaki Pinar olarak hele ki bir cocuk annesi olduktan sonra, kocami, baska babalari daha farkli gozle gordukten sonra bu naneyi yutmus gibi davranamayacagimi anladim.
Icinden, cok derinlerden seviyor olabilir. Cok ozverili biri, asla bunu irdelemem bak. Ama sevgi daha baskaymis ya. Uzaktan sevmek diye bir seyi kabul edemiyorum cunku sevgi disari tasan bir sey, durduramaz ki insan onu, ben Lidya'ya durduramiyorum, kocam da. Babam madem seviyorsa nasil durduruyor bunu diye dusunuyorum, aklim kesmiyor.
Babam mezuniyetime onu davet etmedigimi soyleyerek gelmedi. Ilkokul mezuniyeti degil, universite. Ustelik ayni sehirde, Izmir'de. Nişan gunu cilginca kavga ettik, cok aglatti beni, neden suslerimi kendim hazirliyormusum, haziri varmis daha kolaymis. Ayda bir kez onlarin yanina gidiyoruz benim egitimim icin, kocam butun pazar evde oluyor, babam dagcilik klubunde yuruyuslere gidiyor. Bir defa da demedi, bugun de damatla oturayim. Hadi gel biraz sohbet edelim diyemedik cunku hep vaaz verdi. Ne bana ne kardesime "Siz iyisiniz, tamamsiniz, basarilisiniz, kiymetlisiniz." mesaji vermedi. Hep eksiktik. Ben cazgirim ona karsi. Ama kardesim erkek ve iliski oruntusu baska dinamikler barindiriyor. Bizle, yetiskin halimizle hic adam gibi sosyallesmeye calistigini hatirlamiyorum, belki de artik ben de acimasiz davraniyorum ve bir yerde kiriliyor bu, bilemiyorum. Ilk anneler gunumdu, kutlamadi.
Dun annemle otururken ona buyukanne/buyukbabalarla olan iliskim hakkinda bir seyler soyledim. Benim onlarla da yakin bir iliskim olmadi. Kendimi sorumlu tutuyordum. Ama goruyorum ki bu iliskinin yonunu, boyutunu belirleyen kisi yetiskin olan. Cocuk bunu model aliyor. Anneme de Lidya icin bir uyari verdim. Nasil davranirsaniz o da size oyle davranacak diye.
Cunku Lidya dogdugundan beri onu gormek icin ozel olarak o kadar az geldiler ki gelecekte de boyle olursa anneanne ve dede onun icin uzakta var olan insanlar olarak kalacak.
Bugun yine bir komsumuz bizdeydi, Ahmet Amca diyelim. Ben de Lidya'ya kahvalti yaptiriyordum. Babam da balkonda dolaniyordu. Lidya surekli onu takip etti. Ahmet Amca da fark edip "Aa dede nerede, dede, nerdeymis Lidya'nin dedesi?" gibi seyler soyledi. En sonunda adam isyan etti. "Yahu bir baksana su cocuga, deminden beri seni takip ediyor." diye.
Bence Lidya'yi da herhangi bir cocuktan daha cok sevmiyor. Hatta komsu cocugu daha cok ilgi gorebilir ondan. Kendime degil ama Lidya'ya uzuluyorum.
Bunun yaninda kocamin kizimla iliskisini cok seviyorum. Benimle oldugundan daha cok egleniyor Lidya onunla. Oyun arkadasi, kudurma arkadasi... Onlar kahkaha atarken cok sicak hissediyorum evimizi.
Cocukken babamla yattigimiz zamanlari animsiyorum. Ama ertesi gunune genelde penadur vurulmaya gittigim icin aninin sonu guzel bitmiyor.
Babamin da kendince cok seyler yuzunden kalbi kirik. Anne baba yaklasimlari cok sacma ve eksik. O da ancak bu kadar yumusatabiliyor kendini demek ki. Ama pd. de ogrendigim bir sey var: Bu benim yukum degil. Istedigi an yardima hazirim ama bu hali ile degil.
Simdi babalar gununde, Lidya buyudukce cocuklugumu da buyuten ben, babamla ilgili de eksikleri gordukce cok uzuntu duyuyorum.
Kizimin babasi onu sevdigi ve gosterdigi icin sansli hissediyorum.
Kutlu olsun.
12 Haziran 2018 Salı
Bir An
Bugun sabah Lidya'ya kahvalti yaptirirken (genelde kendisi de oldukca sey tirtikliyor belevemsi bir seyler ama bu sabah resmen ben yaptiriyordum) gorevime odaklanmis bir calisan gibi duygumu isin icine katmadan "hadi"lemeye basladim.
Agzini acmadi. Basini cevirdi. Mizirdandi. Aglamakli oldu.
Normalde israr etmem. Tamam der, elini yuzunu siler "Doydummmm!" rutini yapar mama sandalyesinden kaldiririm. Bugun oyle yapmadim. Israr ettim. Birkac gundur pek yiyesi yok. Var bir kazintisi. Israrim biraz da bu yuzden. Ac kalmasin bu cocuk!
Ben israr ettikce o inat etti. Biraz sesim yukseldi. Durdu. Bana bakti bakti bakti... O kadar derin bir sekilde, anlamaya calisarak, ne oldugunu bulmaya calisarak gozumun ta icine bakti ki o an yine dumur oldugum anlardan biriydi. Yine kalbini kirdim cocugun diye ic gecirdim. En sevmedigim zamanlar.
Tamam deyip kaldirdim sandalyesinden.
Meger kaka yapmis. Ben anlamamisim. Cocugum da ne yapsin, once mizildayarak sonra ellerini bana uzatarak, en son da aglayarak bana anlatmaya calismis. Ama anasi anlamamis.
Ona kizdigim zamandaki bakisi var ya, o bakis beni anlamadin bakisi. Sesimi duymadin, ihtiyacimi gormedin, neden boyle yaptin bakisi. Ve hayal kirikligi bakisi.
Icime oturdu. Neyse ki cabuk toparladim ama o bakisi kolay kolay unutabilir miyim, bilmiyorum.
Ah be kuzu. Konusamamak ne kotu.
Gerci konusabilsek ne... Bazen konussak da duymuyoruz ya birbirimizi.
Dinlemek zor zanaat. Hakkiyla dinleyebilmek...
Agzini acmadi. Basini cevirdi. Mizirdandi. Aglamakli oldu.
Normalde israr etmem. Tamam der, elini yuzunu siler "Doydummmm!" rutini yapar mama sandalyesinden kaldiririm. Bugun oyle yapmadim. Israr ettim. Birkac gundur pek yiyesi yok. Var bir kazintisi. Israrim biraz da bu yuzden. Ac kalmasin bu cocuk!
Ben israr ettikce o inat etti. Biraz sesim yukseldi. Durdu. Bana bakti bakti bakti... O kadar derin bir sekilde, anlamaya calisarak, ne oldugunu bulmaya calisarak gozumun ta icine bakti ki o an yine dumur oldugum anlardan biriydi. Yine kalbini kirdim cocugun diye ic gecirdim. En sevmedigim zamanlar.
Tamam deyip kaldirdim sandalyesinden.
Meger kaka yapmis. Ben anlamamisim. Cocugum da ne yapsin, once mizildayarak sonra ellerini bana uzatarak, en son da aglayarak bana anlatmaya calismis. Ama anasi anlamamis.
Ona kizdigim zamandaki bakisi var ya, o bakis beni anlamadin bakisi. Sesimi duymadin, ihtiyacimi gormedin, neden boyle yaptin bakisi. Ve hayal kirikligi bakisi.
Icime oturdu. Neyse ki cabuk toparladim ama o bakisi kolay kolay unutabilir miyim, bilmiyorum.
Ah be kuzu. Konusamamak ne kotu.
Gerci konusabilsek ne... Bazen konussak da duymuyoruz ya birbirimizi.
Dinlemek zor zanaat. Hakkiyla dinleyebilmek...
31 Mayıs 2018 Perşembe
Uyku
Lidya'yi uyutmayi hic sevmiyorum. Baslarken de sevmiyordum simdi daha da sevmedigimi idrak ettim.
Gunduz uykusunu hele... Ben de bebekken uyumayanlardanmisim. Bizim kiz uyuyor ama benim de agzima s.ciyor.
Ciddi anlamda salak bir donguye giren, artik oggg dedigim bir haldeyim. Simdi yumus yumus bir sekilde " uyku egitimine karsiyim cinimmss." diyemeyecegim, yapamiyorum, cunku gotum yemiyo. Ne onu aglatmaya (cidden ne kafam ne yuregim kaldirmiyor), ne de ugrasmaya. Belki birkac gun tum enerjimle savasmam gerekecek ve sonrasi rengarenk unicorn diyari, bilemiyorum Altan ancak dedigim gibi. Olmiyiiirr.
Bu hafta sabah uyanmalari bok gibi oldu. En erken 7 gibi kalkan kiz kisisi birkac gundur 5.45 de uyaniyor. Vay bana vaylar bana. Bir de agliyor. Ki Lidya coskuyla uyanir.
3. uykuyu birakti, ben de bu durumu ona bagliyorum. Ancak ogle uykusu uzadi. Kesintilerle birlikte en az iki saat uyuyor. Aksam yatana kadar (7-7.30) kopek gibi uykusu geliyor ama denesem de uyumuyor, bu nedenle ben de bu durumu 3. uykuyu birakmaya yordum.
Ben daha 8 aydir Lidya'nin uykudan goz kapaklarinin agirlastigini gormedim. Kulagi cekistirir, gozunu yuzunu kasir, mizmizlanir, huysuzlasir... Ama yok, uyumaz. Kendi kendine uyumaz. Bebek arabasinda uyumaz, oto koltukta uyumaz, babada uyumaz, sallanarak uyumaz... Bir tek bende, memede veya omzumda uyur.
Tabii her yerim yamuk yumuk. Belim, boynum ve popom basi cekiyor. Bir ara dizlerim cok agriyordu, sanirim guncellendiler, artik sikinti cikarmiyorlar.
Ama her seyden once cok sikildim ya. Uyanistan kapanisa dek surrrekli birlikteyiz. Bari uyurken ayrilalim. Ya da uzun uyu da biz de uyuyalim. Yok. 35 dk 45 dk. Sonra uyan ve tekrar uyusun diye rituel allah rituel.
Biktim. Kendimi buyuyen yavrularini uzaklastirmak isteyen anne kedi gibi hissediyorum. Derdim yatagina birakayim da kendi uyusun da degil. Ben dururum yaninda, pispislarim, elini falan tutarim, operim hatta onunla uyurum, basini yanagini oksarim... Ama Lidya hicbirini istemiyor malesef. Emerken dahi sacini oksasam elimi cekiyor, pispis yapildigi zaman gozleri kocaman aciliyor, uyurken dokunulsa hemen uyaniyor. Yani alternatif ne yapsam pek basarili olamiyorum. Butun gun onun uyku saatlerini ayarlamakla geciyor. Uykudayken de yanindan ayrilamadigim icin "Bi' dus yakamdan n'olursun!" dememe ramak kaldi. Bir de bu ara inanilmaz bana dustu. Ben yoksam kendi kendini idare ediyor ama diyelim ki ayak sesimi duydu, diyelim ki golgemi gordu. Kacarim yok, tirmanmaya basliyor.
Tam zamanli analik bazen bunaltiyor.
Bazen tek soylemek iastedigim kocaman bir BIKTIM demek oluyor.
Gunduz uykusunu hele... Ben de bebekken uyumayanlardanmisim. Bizim kiz uyuyor ama benim de agzima s.ciyor.
Ciddi anlamda salak bir donguye giren, artik oggg dedigim bir haldeyim. Simdi yumus yumus bir sekilde " uyku egitimine karsiyim cinimmss." diyemeyecegim, yapamiyorum, cunku gotum yemiyo. Ne onu aglatmaya (cidden ne kafam ne yuregim kaldirmiyor), ne de ugrasmaya. Belki birkac gun tum enerjimle savasmam gerekecek ve sonrasi rengarenk unicorn diyari, bilemiyorum Altan ancak dedigim gibi. Olmiyiiirr.
Bu hafta sabah uyanmalari bok gibi oldu. En erken 7 gibi kalkan kiz kisisi birkac gundur 5.45 de uyaniyor. Vay bana vaylar bana. Bir de agliyor. Ki Lidya coskuyla uyanir.
3. uykuyu birakti, ben de bu durumu ona bagliyorum. Ancak ogle uykusu uzadi. Kesintilerle birlikte en az iki saat uyuyor. Aksam yatana kadar (7-7.30) kopek gibi uykusu geliyor ama denesem de uyumuyor, bu nedenle ben de bu durumu 3. uykuyu birakmaya yordum.
Ben daha 8 aydir Lidya'nin uykudan goz kapaklarinin agirlastigini gormedim. Kulagi cekistirir, gozunu yuzunu kasir, mizmizlanir, huysuzlasir... Ama yok, uyumaz. Kendi kendine uyumaz. Bebek arabasinda uyumaz, oto koltukta uyumaz, babada uyumaz, sallanarak uyumaz... Bir tek bende, memede veya omzumda uyur.
Tabii her yerim yamuk yumuk. Belim, boynum ve popom basi cekiyor. Bir ara dizlerim cok agriyordu, sanirim guncellendiler, artik sikinti cikarmiyorlar.
Ama her seyden once cok sikildim ya. Uyanistan kapanisa dek surrrekli birlikteyiz. Bari uyurken ayrilalim. Ya da uzun uyu da biz de uyuyalim. Yok. 35 dk 45 dk. Sonra uyan ve tekrar uyusun diye rituel allah rituel.
Biktim. Kendimi buyuyen yavrularini uzaklastirmak isteyen anne kedi gibi hissediyorum. Derdim yatagina birakayim da kendi uyusun da degil. Ben dururum yaninda, pispislarim, elini falan tutarim, operim hatta onunla uyurum, basini yanagini oksarim... Ama Lidya hicbirini istemiyor malesef. Emerken dahi sacini oksasam elimi cekiyor, pispis yapildigi zaman gozleri kocaman aciliyor, uyurken dokunulsa hemen uyaniyor. Yani alternatif ne yapsam pek basarili olamiyorum. Butun gun onun uyku saatlerini ayarlamakla geciyor. Uykudayken de yanindan ayrilamadigim icin "Bi' dus yakamdan n'olursun!" dememe ramak kaldi. Bir de bu ara inanilmaz bana dustu. Ben yoksam kendi kendini idare ediyor ama diyelim ki ayak sesimi duydu, diyelim ki golgemi gordu. Kacarim yok, tirmanmaya basliyor.
Tam zamanli analik bazen bunaltiyor.
Bazen tek soylemek iastedigim kocaman bir BIKTIM demek oluyor.
27 Mayıs 2018 Pazar
Temiz gidaya ulasmak ve bir takim yeni trendler
Sekersiz yasam hareketine kibarca ara verdim. Kabacasini yazmak dahi istemiyorum cunku ipi bosalmis at gibi hareket ettim diyebilirim. Yaklasik iki ay kadar bir kez kaza ile lokma yemek disinda meyve sekeri haric hic seker tuketmedim. Sonra bir ara gozumun dondugu bir an oldu. Yedim. Fazla geldi ve rahatsiz etti. Sonra bir daha yedim. Sonra bir daha. En son uuuu beybi beybi its a vayld vorld seklinde cikolata kremasina daliyordum. Kocama da "Tereyagiylan ye." diye direktif veriyordum.
Motive olmam icin zaman gerek diye dusunerek haziran 1 baslangic diyerek bir zaman belirledim. Hadi insallah, bakalim.
Kizceyle birlikte eve giren bir takim urunlerin iceriginde degisiklik oldu. Zaten su seker meselesini de en cok bu yuzden noktalamak istiyorum. Once ornek ol, hesabi. Yumurta koyden, tavuk koyden bulamazsak marketteki organiginden (ikisi arasinda bile daglar kadar fark var, ananemin tavuklari organigi dover.), un siyez, pekmez soguk sikim, iste ne bileyim bilimum daha guvenilir sayilabilecek sekilde alisveris yapiyoruz. Guzel.
Derken dun marketten aldigimiz tarcinin cin tarcini oldugunu, icinde kanserojen madde bulunma halinin cok yuksek oldugunu, ustelik toz olaninin icine bilimum cesitli seyler katildigini okudum. Ceylon kabuk tarcin almak gerekirmis.
Hurmayi yemeden once firinlamak gerekirmis.
Baharatlari toz almamak gerekirmis.
Koyluden alinan sebze meyvedense ari uretim sertifikalilar daha guvenliymis.
Yedigimiz kuruyemislerde pestisit miktari kucumsenmeyecek duzeydeymis.
Kafayi yiyecegim. Sirf Lidya icin degil ya, kendimiz icin de. Yahu ne yiyecegiz, nasil yiyecegiz? Gida gercekten bu kadar tehlikeli mi? Yerken kendimi zehirliyormusum hissi inanilmaz kotu geliyor bana. Hadi organik bulduk aldik derken maasimizi sadece gidaya gommek de cok aci geliyor bana. Iyi gida sattigini iddia eden sosyal medya esnaflari da inanilmaz kasiyor beni. Al ulen al, hindistan cevizi onu da al, kuru porcini mantari da al, kilo kilo kuskonmaz al falan.
Bu arada an itibari ile euro 5.68. Adim adim hayatimizi karartiyorlar. Sene basinda Kanada icin pr basvurusunda bulunma karari almistik. Dil puanimizi biraz daha yukseltelim diye dil kursuna baslamistik. Hatta kocam yuksek lisansa kaydoldu sirf puan yukselsin diye. Sonra ben caydim. Elimizi kolumuzu sallaya sallaya girebilirdik kuraya. Kendimiz icin ve Lidya icin sahane olurdu. Ama psikolog olarak gitmeyi benim totom yemedi. Cunku her seye sifirdan baslamamiz gerekti. Bu esnada abuk sabuk isler yapmamiz gerekti ve bu sekilde belki de yillar gececekti. Sanki burada hayat standardi muhtesemmis gibi orada garson olmayi belki de goze alamadim ben. Mesela bence su an kocam icinden bana cok sovuyordur, bok var cunku tr.de diye. Bok var mi bilmiyorum ama icten ice hak verirken kendimde o cesareti bulamiyorum. Sayisal alanda bir egitim almis olsaydik her sey cok daha kolay olurdu. Ama psikoloji oyle degil. Ve benim yeniden universite okuyacak enerjim yok. En azindan kizim bu kadar kucukken.
Haliyle yasam bu kadar pahalilasmis, Turkiye'de hayat keyifsizlesmis durumdayken bu neo akim egilimler beni ciddi manada kasmaya basladi. Gerci bu benim sorunum. Ama organikciligin gozu kor olsun, cocuguma da organik sertifikasiz bir sey yedirdigim zaman lan acaba yanlis mi yapiyorum hissi gelip bogrume de oturmasin istiyorum. Temiz ve guzel gidaya (bu bir temel ihtiyac.) kolayca ulasabilelim istiyorum. Pazardan bir sey alirken koylu bile kesmiyor beni cunku biliyorum ki koylu bilincli tarim yapmiyor. Anneannemden gelen bazi urunler disinda diger koylu zimbirtilarina guvenmiyorum.
Gidanin da modasi olur mu diyecegim ama oluyor iste.
Su bahceyi alsak da bi, kurtulsak keske.
Permakultur... Bir tek seni seviyorum. ❤
Motive olmam icin zaman gerek diye dusunerek haziran 1 baslangic diyerek bir zaman belirledim. Hadi insallah, bakalim.
Kizceyle birlikte eve giren bir takim urunlerin iceriginde degisiklik oldu. Zaten su seker meselesini de en cok bu yuzden noktalamak istiyorum. Once ornek ol, hesabi. Yumurta koyden, tavuk koyden bulamazsak marketteki organiginden (ikisi arasinda bile daglar kadar fark var, ananemin tavuklari organigi dover.), un siyez, pekmez soguk sikim, iste ne bileyim bilimum daha guvenilir sayilabilecek sekilde alisveris yapiyoruz. Guzel.
Derken dun marketten aldigimiz tarcinin cin tarcini oldugunu, icinde kanserojen madde bulunma halinin cok yuksek oldugunu, ustelik toz olaninin icine bilimum cesitli seyler katildigini okudum. Ceylon kabuk tarcin almak gerekirmis.
Hurmayi yemeden once firinlamak gerekirmis.
Baharatlari toz almamak gerekirmis.
Koyluden alinan sebze meyvedense ari uretim sertifikalilar daha guvenliymis.
Yedigimiz kuruyemislerde pestisit miktari kucumsenmeyecek duzeydeymis.
Kafayi yiyecegim. Sirf Lidya icin degil ya, kendimiz icin de. Yahu ne yiyecegiz, nasil yiyecegiz? Gida gercekten bu kadar tehlikeli mi? Yerken kendimi zehirliyormusum hissi inanilmaz kotu geliyor bana. Hadi organik bulduk aldik derken maasimizi sadece gidaya gommek de cok aci geliyor bana. Iyi gida sattigini iddia eden sosyal medya esnaflari da inanilmaz kasiyor beni. Al ulen al, hindistan cevizi onu da al, kuru porcini mantari da al, kilo kilo kuskonmaz al falan.
Bu arada an itibari ile euro 5.68. Adim adim hayatimizi karartiyorlar. Sene basinda Kanada icin pr basvurusunda bulunma karari almistik. Dil puanimizi biraz daha yukseltelim diye dil kursuna baslamistik. Hatta kocam yuksek lisansa kaydoldu sirf puan yukselsin diye. Sonra ben caydim. Elimizi kolumuzu sallaya sallaya girebilirdik kuraya. Kendimiz icin ve Lidya icin sahane olurdu. Ama psikolog olarak gitmeyi benim totom yemedi. Cunku her seye sifirdan baslamamiz gerekti. Bu esnada abuk sabuk isler yapmamiz gerekti ve bu sekilde belki de yillar gececekti. Sanki burada hayat standardi muhtesemmis gibi orada garson olmayi belki de goze alamadim ben. Mesela bence su an kocam icinden bana cok sovuyordur, bok var cunku tr.de diye. Bok var mi bilmiyorum ama icten ice hak verirken kendimde o cesareti bulamiyorum. Sayisal alanda bir egitim almis olsaydik her sey cok daha kolay olurdu. Ama psikoloji oyle degil. Ve benim yeniden universite okuyacak enerjim yok. En azindan kizim bu kadar kucukken.
Haliyle yasam bu kadar pahalilasmis, Turkiye'de hayat keyifsizlesmis durumdayken bu neo akim egilimler beni ciddi manada kasmaya basladi. Gerci bu benim sorunum. Ama organikciligin gozu kor olsun, cocuguma da organik sertifikasiz bir sey yedirdigim zaman lan acaba yanlis mi yapiyorum hissi gelip bogrume de oturmasin istiyorum. Temiz ve guzel gidaya (bu bir temel ihtiyac.) kolayca ulasabilelim istiyorum. Pazardan bir sey alirken koylu bile kesmiyor beni cunku biliyorum ki koylu bilincli tarim yapmiyor. Anneannemden gelen bazi urunler disinda diger koylu zimbirtilarina guvenmiyorum.
Gidanin da modasi olur mu diyecegim ama oluyor iste.
Su bahceyi alsak da bi, kurtulsak keske.
Permakultur... Bir tek seni seviyorum. ❤
16 Mayıs 2018 Çarşamba
Yedinci ay
Altiyla yedi birbirine girdi.
Ek gida tam gaz. Genelde iki gevgevleyip devamini getirmiyor kizim ama olsun. Tadiyor. Ve masaya sivazliyor.
Tarhana corbasi ve yogurt. En favori ikilisi. Bunu bir kase bitirebiliyor.
Babababbabaaaaababaa, mammamamaamaa, dadaddadaaa seslerini cikariyor. Bah yapiyor ve agzini yuzunu yiyesim geliyor.
Desteksiz tutunup kendini kadiriyor. Tutunarak adim atmaya basladi. Emekleme calismalari da daha sekillendi. Popoyu kaldirip ilerlemeye calisiyor. Ama daha cok geri gidiyor.
Gunduz hala neredeyse bana yapisik uyuyor. Uyku dongusu tamamlandiktan sonra uykuya devam edemiyor. Bensiz uzatmasini saglayamadim bir turlu.
Zaman gectikce huzunleniyorum. Ise baslamak istemiyorum. Kizi kimseye vermek istemiyorum. Sanirim kv. kp. bakacak. Asla istemiyor, bakicidan da cok korkuyorum. Bu benim elimden alinmamali. Cocugumu buyutmek icin yasam tarzini sevmedigim birileri benim rolumu almamali. Cok uzuluyorum.
Disten haber yok. Dis beni ciddi manada korkutuyor.
Yorgunluk hic gecmiyor. Kroniklesen ve kaniksadigim agrilarim var. Boynum, omzum ve dizim. O kadar alistim ki sacma bir sekilde agrimadigi zaman sasiriyorum.
Gecen gece beslemek icin uyanmadim. Uyandim da, cok gec olmustu, o saatte de kalkip uykusunu bolmek istemedim. Aciksa belli eder herhalde diye dusundum. Hic uyanmadi. Ben uyudum mu? Hayir. Cunku sabaha karsi benim uykum kacti. Uyusana be kadin, kurgulayip kurgulayip ne diye kendini geriyorsun?!
Ben kendimi nispeten rahat ve sakin biri sanirdim. Meger pek de oyle degilmis. Ama sadece benimle ilgisi yok bunun, biliyorum. Surekli diken ustunde olmak, huzurluyum dedigim anlarda bile tetikte olmak, sadece kendimi dusunerek bir sey yapamamak... Bunlar hep annelik galiba. Lidya yeni dogdugu zaman "kaybettigim ozgurlugum" diye bir tanimlama yapmistim. O sanirim bir daha geri gelmeyecek.
Keske Izmir'de olabilseydim diyorum bu ara cokca. Ailem orada. Arkadaslarim orada. Sanki orada olsam gunu nasil doldururdum diye dusunmeyecegim, zaten spontane bir sekilde programlar olusacak gibi dusunuyorum. Burada ise gercekten dort gozle haftasonunu bekliyorum. Izmir bana da kizima da daha iyi gelirdi. Keske ah, keske.
13 Mayıs 2018 Pazar
Anneler gunu 2018
Ig. Aysesworld |
Gecen yil ne cok evzinmistim. Simdi herkes kutlayacak da, miy miy miy yapacaklar da, ne gerek varmisti da... Cok da bi nane olmamisti. Kocam bile kutladi diyemem.
Bu sene anneyim. Her nedense kendimi ozel hissediyorum. Cunku ilk kez anneyim, ilk kez bu gun benim icin de bir mana kazaniyor. Bir sey de bekledigimden degil ha, hediye istemiyorum, ihtiyac duydugum hicbir sey yok. Ben sadece gonlumun oksanmasini istiyorum. Iyi is cikardin... Yedi aydir cok iyi gidiyorsun... Iyi ki anne olmussun. DUR SENIN YUKUNU PAYLASAYIM! Tek, biricik istegim bu. Bu idi. Ve kimseden degil, kocamdan bekliyorum bunu. Cunku es, cunku baba...
Bana hediye almis. Bir ayakkabi. Belki olaylara onun acisindan baksak bir milyon hakli argumani vardir. Bakamiyorum.
Her zamanki gibi sabah Lidya uyandi, kalktim. Besledim, temizledim, oynadim, ilk gunduz uykusunu uyuttum. Kocami ellemedim, biraz daha uyusun. Enerjim var, keyfim iyi.
Sonra Lidya uyandi. O sirada ben mutfakta bulasik makinesini bosaltiyordum. Sanirim kocam da sese uyandi. Pit pit geldi. Sonra kizi aldik iki agucuk gugucuk, tamam. Sonra bir baktim YINE mutfakta ben kostura kostura kahvalti hazirlamaya calisirken Lidya hoppala icinde ciglik atiyor, kocam yok. Iceri gittim baktim. Beyimiz iki seksen uzanmis en buyuk asklarindan biri ile (tv) meskediyor. 11e kadar uyumustunuz halbuki, bu neyin gevsekligi, hayirdir?
Bunu icimden cokca soyluyorum. Bu kez disimdan tepkimi belli ettim. Ya, dedim, benim yanimda olsan, iki tabak cikarsan, dolaptan bir seyler alsan, yardimci olsan... Gene basladin sen dercesine agzini yuzunu kipirdatti. Cok uzuluyorum, dedim. Ben de, dedi. Ben zaten aglamaya basladim. Dun de ayni sey oldu. Hep ayni sey oluyor. Bari kizla tamamen ilgilen. Iki hop hop yapip bana geri satma. Bezini degistirmek gerektiginde sen yap. Beni cagirma.
Ustelik bugun anneler gunu. Ince dusun. Bu kadinin en cok neye ihtiyaci vardir diye bir sor kendine. Hala anlayamadin, sen bu evdeki isleri kolaylastirirsan ben de sana o kadar cabuk gelecegim, sunu bi kalin kafana sokamadin...
Bunlari diyemedim tabii. Kavga etmeyi ve istedigi seyleri dile getirmeyi bilmeyen biri olarak diyemedim.
Agladim. Agliyorum. Benim agladigimi gorunce daha da bozuldu bu. Ve boylece ilk anneler gunum olarak defterime yazacagim sahane bir anim oldu.
Midem agriyor. Ve tansiyonum hic iyi degil. Kirilip dokulmeleri hic sevmiyorum. Iliskideki catlaklari da. Birkac kez dusundum, gitsem sarilip opsem duzelir, en azindan yumusar ortam. Ama benim kalbim catirdiyor her seferinde. Bu defa ben toplamak istemiyorum.
Ve bu kez, ikimizi degil, Lidya'nin bu durumdan nasil etkilenecegini dusunuyorum.
Yakinda dogum yapacak bir arkadasim var. Kocasi su anda yemekten utuye her seyi yapiyor. Ben gebeligin son haftasinda perde asiyordum. Soylesene diyor bir de! Iyi de sen bi fark etmeyi denesen? Cunku o makine durali yarim saat oldu!
Ben hata yapiyorum, cok hata yapiyorum.
Kayinvalidenin de ellerinden opuyor, kulaklarini cinlatiyor, saygilar sunuyorum.Kendini karpuz sanan bir oglan yetistirdigi icin.
Anneler gununuz kutlu olsun.
27 Nisan 2018 Cuma
Altinci ay
Neredeyse yediye geldik. Ama ben yazmaya o kadar erindim ki kaldi gitti burasi.
Of of. Ek gida ve hemen sonrasi gelen hastalikla birlikte kendi icinde bir duzeni olan beslenme hali iyice corba oldu. Hem de ne corba. Neyi ne zaman verecegim, nasil verecegim, kafam oyle karisik ki!
Bizim yiyeceklere hallenen Lidya, ek gida meselesinden pek haz etmedi. Blw ile basladik. Agzina gelen seyleri ogurup duruyor. Ki normal. Yiyecekle oynuyor. Ki normal. Ustunu basini elini yuzunu batiriyor. Ki normal. Ana olarak buna goz yummak azicik zor. Ki bence bu da normal. Yedi mi yemedi mi, yiyecek mi sevecek mi?
Havuc, muz, patates, enginar, pancar, elma, armut, yogurt, peynir, salatalik, avokado tattigi seyler. Pancar ve patates out of service. Hic sevmedi. Geri kalan seylerin gideri var.
Tabii blw diye bebe oncesi kicini yirtan bu kadin "Ay du bakiim yicek mi?" diye kasikla cocuga yemek vermeye basladi. Ya bi de, cok sikici ya, yesin diye beklemek. Bir de dumduz tek bir seyi yemesi de oyle. Avokadolu yogurt mesela. Guzel bir sey, ben de yerim. Ama dumduz avokadoyu yemem. Cocugum kasigi kendi tutup agzina goturuyor. Gerci asil derdi kasik oluyor sonra kasigi vermiyor bana ama olsun. Caba var.
Hareketleri iyice artti. Biraz daha fazla yorulmaya basladim.
6. Ay atagi cok sorun olmadi gibi. Anlamadik olduysa da. Ya da artik koy g.tune moduna gecmeye basladim takmiyorum. Ama gerci atagin nasil bir sey oldugunu da biliyorum, atak olsa duramazdim bence.
Insanlar bana daha cok benzemeye basladigini soyluyorlar. Her gecen gun bu soylemin artmasi beni mutlu ediyor. Acikcasi esim demek kv. demek. Kv.ye benzemesin. Huyu dahil. (Ehehee kendileri okb seviyesinde temizlik takintililar. Kp eve geldiginde yere basmamak icin kapida terlik dileniyor. Sanirim ivvvrenc pis bi gelinim.)
Kendi icinde tutarliliklari olmaya basladi. Net sevdigi ve sevmedigi seyler var. Hayata karsi bir durusu var hanfendinin resmen.
2 numara devam sutune gecmek sorun oldu. Su mama isi ne pis sey arkadas! Gecenlerde coluklu cocuklu birkac arkadasimla bulustum. Bir yasinda kizi olan beni mama hazirligi yaparken gordu. Bence ben o sirada cebellesiyordum ama "Mamayla ne rahat degil mi?" dedi.
Degil ki, hem de hic degil. Uyum saglayip saglamamasi bir dert, hazirligi, yanina almasi, satin almasi, parasi, vicdani... Icinde ne bok oldugunu bilmedigin seyleri ver cocuga. Yazik. Ama mecburum iste.
Hoppala aldik. Evet biliyorum bazi sakincalari var. Ama ayakta durmak icin deli divane olan kizim bayildi. Uzun sure durmuyor, zaten sikiliyor, ona gun icinde bir aktivite oldu bu. Ikinci el aldik. Zaten sebebini anlayamadigim bir sekilde kucuk bir servet odemek gerekiyor. Sevdim bu ikinci el isini. Cok temizdi, hakikaten kullanilmamis gibi.
Kuzenin verdigi dev bir Mickey pelusu vardi. Ben kiz korkar diye dusunerek cikartmamistim ortaya. Seninku buny bir sevdi! Yaninda olunca ciglik atip sariliyor, cok komik. En yakin arkadasi belli oldu.
Iste boyle hastalikti, ek gidaydi, mamasiydi, kakasiydi derken bir ay daha bitti gitti.
Ohoooo, yaslaniyosun kiziiim, baksana kocaman oldun!
Supriz
6. Ay muhtesem geldi. Oyle bir geldi ki yazamadim bile.
Kusum hasta oldu. Sen kalk butun kis hastalanma, yaz geldi diye sevinirken hoop burunda sumukler.
Once atesle basladi. Havanin cok sicak oldugu bir gun disari cikmistik kanguruyla. Uyuyunca biraz daha yuruyeyim dedim. Anam agladi. Ter icinde kaldim, kiz da nasibini aldi. Eve geldigimizde vucudu cok sicakti. Bir saate atesi 40 derece oldu. Dusa soktuk. Titremeye basladi. Hooop hastane. Canim doktor daha bogazini gormeden antibiyotik cakti, gonderdi. Bir de eglendi bizle; sen dondurma mi yedin, soguk su mu ictin??? "Doktor sen hayirdir?" diye ic gecirdik ama bir sey demeden kizi daha onceden goturdugumuz pediatriste goturduk. Ona gidene kadar en az dort saat gecmisti (gece oldugu icin) o zamana da ates falan kalmadi. Eski enerjisi de yerine geldi. Sorun yok dedik.
Sonra uzerinden uc dort gun gecti. Once burun akintisi, hapsuruk, bogazda hirilti... Gece uyuyamadi. Tikanip durdu. Biz de burnunu temizle, aspiratorle cek falan filan ugrastik durduk. En sonunda universite hastanesine goturelim dedik. Bir seyi yok dediler, burnunu temizleyip gonderdiler.
Ertesi gun yine ayni pediatriste gittik. Bademcikler fena olmus dedi.
Bu sebeple ilk ilacini da kullanmis oldu yavrucuk. Ama en azindan antibiyotik degil.
Fakat bu hastaligin cok ciddi bir yan etkisi oldu bize. Mama istemiyor.
...
Aradan yillaaaar gecer...
Hala mama sorunu var. Hastalik gecti gitti ama eskiden sisenin dibini aninda goren kizim simdi zor zahmet mama aliyor. Zaten ufacik tefecik ici dolu tursucuk kilo verecek diye odum kopuyor.
Insallah duzelir ya. Cocuk buyutmenin bu kisimlari hic eglenceli degil.
Kusum hasta oldu. Sen kalk butun kis hastalanma, yaz geldi diye sevinirken hoop burunda sumukler.
Once atesle basladi. Havanin cok sicak oldugu bir gun disari cikmistik kanguruyla. Uyuyunca biraz daha yuruyeyim dedim. Anam agladi. Ter icinde kaldim, kiz da nasibini aldi. Eve geldigimizde vucudu cok sicakti. Bir saate atesi 40 derece oldu. Dusa soktuk. Titremeye basladi. Hooop hastane. Canim doktor daha bogazini gormeden antibiyotik cakti, gonderdi. Bir de eglendi bizle; sen dondurma mi yedin, soguk su mu ictin??? "Doktor sen hayirdir?" diye ic gecirdik ama bir sey demeden kizi daha onceden goturdugumuz pediatriste goturduk. Ona gidene kadar en az dort saat gecmisti (gece oldugu icin) o zamana da ates falan kalmadi. Eski enerjisi de yerine geldi. Sorun yok dedik.
Sonra uzerinden uc dort gun gecti. Once burun akintisi, hapsuruk, bogazda hirilti... Gece uyuyamadi. Tikanip durdu. Biz de burnunu temizle, aspiratorle cek falan filan ugrastik durduk. En sonunda universite hastanesine goturelim dedik. Bir seyi yok dediler, burnunu temizleyip gonderdiler.
Ertesi gun yine ayni pediatriste gittik. Bademcikler fena olmus dedi.
Bu sebeple ilk ilacini da kullanmis oldu yavrucuk. Ama en azindan antibiyotik degil.
Fakat bu hastaligin cok ciddi bir yan etkisi oldu bize. Mama istemiyor.
...
Aradan yillaaaar gecer...
Hala mama sorunu var. Hastalik gecti gitti ama eskiden sisenin dibini aninda goren kizim simdi zor zahmet mama aliyor. Zaten ufacik tefecik ici dolu tursucuk kilo verecek diye odum kopuyor.
Insallah duzelir ya. Cocuk buyutmenin bu kisimlari hic eglenceli degil.
1 Nisan 2018 Pazar
Bir ilk daha
Lidya'nin ilklerini fotografliyorum genelde. Simdi zibilyon tane fotograf uygulamasi da oldugu icin ustune yazilar yaziyorum, tarih ekliyorum.
Bugunku ilk animsamak istemeyecegim bir ilk. Saniyelik bir zamanda yerde buldu kendini kizim. Koltuktan dustu. Bezini degistirdikten sonra elimi yikamaya gitmistim. Sozde guvenli koydum saniyordum. Ama artik ciddi manada hareket ediyor Lidya. Bunu goz ardi ettim.
Cok korktu, cok agladi. Bense sakin kalirim dedigim hicbir an icin sakin kalamadigim gibi bunda da kalamadim. Bes dakika sonra kendine geldi o, takip ediyoruz simdilik. Umarim hicbir sey olmamistir.
Daha cuma gunu doktoru, artik atin yere Lidya'yi, debelensin dursun, diye. Sedyede de kipir kipirdi cunku.
Daha da koltuk yok sana Lidya. Bir daha dusmeni istemem cunku.
Bu da boyle bir aniydi iste.
Bugunku ilk animsamak istemeyecegim bir ilk. Saniyelik bir zamanda yerde buldu kendini kizim. Koltuktan dustu. Bezini degistirdikten sonra elimi yikamaya gitmistim. Sozde guvenli koydum saniyordum. Ama artik ciddi manada hareket ediyor Lidya. Bunu goz ardi ettim.
Cok korktu, cok agladi. Bense sakin kalirim dedigim hicbir an icin sakin kalamadigim gibi bunda da kalamadim. Bes dakika sonra kendine geldi o, takip ediyoruz simdilik. Umarim hicbir sey olmamistir.
Daha cuma gunu doktoru, artik atin yere Lidya'yi, debelensin dursun, diye. Sedyede de kipir kipirdi cunku.
Daha da koltuk yok sana Lidya. Bir daha dusmeni istemem cunku.
Bu da boyle bir aniydi iste.
30 Mart 2018 Cuma
Kedimle savasiyor, kendimden nefret ediyorum.
Hic bilmedigim bir benle tanistim dogumdan sonra. Hic sevmedigim, yanimda yakinimda olsun istemedigim bir ben.
Bu ben oyle ofkeli ki, tamamen saf, ilkel, kirli ve medeniyetten, sevkatten nasibini almamis bir ben. Kendisinden nefret ediyorum. Cunku cok kontrolsuz. Cok zayif zamanlarda cikiyor meydana ve cok ani gelisiyor. Gittikten sonra geriye utanc, uzuntu ve cogunlukla gozyasi kaliyor.
Dusunuyorum, bir cocugum daha olsa onunla nasil basa cikardim diye. Cunku canim oglum; kalbimde, sakinligimde, dilimdeki canim; davranislarimda dusmanim gibi.
Ciddi manada bir davranim bozuklugu basladi hayvanda. Ben ne zaman kizi uyutuyorum, o o zaman bogure bogure miyavlamaya basliyor.
Ve kiz uyaniyor.
Ve ben ben olmuyorum.
Bunu ozellikle utanayim, yerin dibine geceyim diye yaziyorum. Az once oyle bir hiddetlendim ki uykusundan zaten kedi sesi ile uyanmis daha kendine gelememis kizim anlamaya calisir gozlerle bana bakti. Ve sakinlesemedim. Kedimi arkasindan bagirarak kosturdum, yakalasam hirpalayacaktim. Kabardi hayvancik, ne oldugunu anlamadi. Sinir krizi gibi bir sey gecirdim resmen, dislerim sikmaktan aciyor hala.
Sonra sakin ol diyerek (soylemekle oluyorsa...) kizin yanina geldim ve onu pispislamaya giristim. Kediyi de sesi duyulmasin diye salona kapattim. Kiz uykuya kendini yeniden teslim ederken ben de aglamaya basladim. Bunu ona/ onlara nasil yaparim? Ikisi de evlat, ikisini de cok korkuttum. Simdi asagi inip salon kapisini actigimda oglumun gozune nasil bakarim bilmiyorum. Mavis mavis bakacak. Ve soramayacak, ben ne yaptim da bana boyle davraniyorsun, diye.
Ihmal ediliyor. Istemeden de olsa bu bir gercek. Aksam kizi uyutup ona dondugumde bir sure oynadiktan sonra hole gecip bogrunuyor yine. Yine kafamdan alevler cikiyor. Anlasamiyoruz bu ara. Frekans uymuyor. Cok uzuluyorum. Yuregim paramparca.
Canim cigerim derdim ona, simdi nereye konumlandigini bilemiyor hayvancik. Hic de oyle davranmiyorsun, ne bilecegim beni sevdigini diyecek dile gelse.
Ne yapip da sondururum bu davranisi bilemiyorum. Bir sisenin icine su koydum, onu salliyorum kiz odasindayken. Ama kucagimdayken ve gunduz olmuyor iste. Her miyavda gidip susturmaya calisinca davranisi kaliplasti. Simdi biliyor ki miyav= ilgi.
Gecen gun uzunca sohbet ettik kocamla. Benim defaktolarimdi konu daha cok. Degistim ve bunun farkindayim ve memnun degilim. Son yazilar hep serzenis zaten. Sorunlardan kacmaya o kadar alismissin ki, simdi kacamayacagin bir durumdasin ve saldiriya geciyorsun dedi bana. Ayrintisi da var elbette. Yardim kabul etmiyorum, ofkemi bu nedenle kontrol etmede zorlaniyorum, kendi kurallarim var ve esnemiyorum. Kendime bakmiyorum, sosyallesmiyorum. Bok gibi bir sey yani. Su aptal telefona cok takildim, beynimi uyusturuyorum surekli. Memnuniyetsizlik mode on.
Asla hayal ettigim yerde degilim. Ve yine kocam bunu soyle acikliyor; o kadar idealistsin ki, olmayinca paramparca oluyorsun. Her seyi kontrol edemeyecegimi ogrenmem lazim. 7 yilini psikoterapist olmak icin harcayan biri icin bu cok aci bir sey.
Gercekten once kendimi parcaladim simdi de sevdiklerimi parcaliyorum.
Bu ben oyle ofkeli ki, tamamen saf, ilkel, kirli ve medeniyetten, sevkatten nasibini almamis bir ben. Kendisinden nefret ediyorum. Cunku cok kontrolsuz. Cok zayif zamanlarda cikiyor meydana ve cok ani gelisiyor. Gittikten sonra geriye utanc, uzuntu ve cogunlukla gozyasi kaliyor.
Dusunuyorum, bir cocugum daha olsa onunla nasil basa cikardim diye. Cunku canim oglum; kalbimde, sakinligimde, dilimdeki canim; davranislarimda dusmanim gibi.
Ciddi manada bir davranim bozuklugu basladi hayvanda. Ben ne zaman kizi uyutuyorum, o o zaman bogure bogure miyavlamaya basliyor.
Ve kiz uyaniyor.
Ve ben ben olmuyorum.
Bunu ozellikle utanayim, yerin dibine geceyim diye yaziyorum. Az once oyle bir hiddetlendim ki uykusundan zaten kedi sesi ile uyanmis daha kendine gelememis kizim anlamaya calisir gozlerle bana bakti. Ve sakinlesemedim. Kedimi arkasindan bagirarak kosturdum, yakalasam hirpalayacaktim. Kabardi hayvancik, ne oldugunu anlamadi. Sinir krizi gibi bir sey gecirdim resmen, dislerim sikmaktan aciyor hala.
Sonra sakin ol diyerek (soylemekle oluyorsa...) kizin yanina geldim ve onu pispislamaya giristim. Kediyi de sesi duyulmasin diye salona kapattim. Kiz uykuya kendini yeniden teslim ederken ben de aglamaya basladim. Bunu ona/ onlara nasil yaparim? Ikisi de evlat, ikisini de cok korkuttum. Simdi asagi inip salon kapisini actigimda oglumun gozune nasil bakarim bilmiyorum. Mavis mavis bakacak. Ve soramayacak, ben ne yaptim da bana boyle davraniyorsun, diye.
Ihmal ediliyor. Istemeden de olsa bu bir gercek. Aksam kizi uyutup ona dondugumde bir sure oynadiktan sonra hole gecip bogrunuyor yine. Yine kafamdan alevler cikiyor. Anlasamiyoruz bu ara. Frekans uymuyor. Cok uzuluyorum. Yuregim paramparca.
Canim cigerim derdim ona, simdi nereye konumlandigini bilemiyor hayvancik. Hic de oyle davranmiyorsun, ne bilecegim beni sevdigini diyecek dile gelse.
Ne yapip da sondururum bu davranisi bilemiyorum. Bir sisenin icine su koydum, onu salliyorum kiz odasindayken. Ama kucagimdayken ve gunduz olmuyor iste. Her miyavda gidip susturmaya calisinca davranisi kaliplasti. Simdi biliyor ki miyav= ilgi.
Gecen gun uzunca sohbet ettik kocamla. Benim defaktolarimdi konu daha cok. Degistim ve bunun farkindayim ve memnun degilim. Son yazilar hep serzenis zaten. Sorunlardan kacmaya o kadar alismissin ki, simdi kacamayacagin bir durumdasin ve saldiriya geciyorsun dedi bana. Ayrintisi da var elbette. Yardim kabul etmiyorum, ofkemi bu nedenle kontrol etmede zorlaniyorum, kendi kurallarim var ve esnemiyorum. Kendime bakmiyorum, sosyallesmiyorum. Bok gibi bir sey yani. Su aptal telefona cok takildim, beynimi uyusturuyorum surekli. Memnuniyetsizlik mode on.
Asla hayal ettigim yerde degilim. Ve yine kocam bunu soyle acikliyor; o kadar idealistsin ki, olmayinca paramparca oluyorsun. Her seyi kontrol edemeyecegimi ogrenmem lazim. 7 yilini psikoterapist olmak icin harcayan biri icin bu cok aci bir sey.
Gercekten once kendimi parcaladim simdi de sevdiklerimi parcaliyorum.
24 Mart 2018 Cumartesi
Itiraf no: 5
Bugun gercek anlamda aksam bir seyler yapabilmeyi cok istedim. Disari cikmak, eve misafir gelmesi, sohbet etmek, iki tek atmak... Boyle sinemaydi, konserdi ivir zivirdi degil ama. Insanlarla yapabilecegim bir seyler olsun istedim. Bunda karsi komsumuza gelen misafirin payi yok degil tabii. Bir eglence, bir nese, bir mutluluk falan.
Neyse, benim de kizim liseye bi' baslasin, nasil yikiyorum ortaligi, piiii...
Neyse, benim de kizim liseye bi' baslasin, nasil yikiyorum ortaligi, piiii...
20 Mart 2018 Salı
Ben
Bu aralar kendimi hic begenmiyorum. Davranislarimi, fizigimi, duygularimi, durusumu, aynadaki yuzumu. Resmen hala hormonlar tarafindan kontrol ediliyorum, bazen gram beynim yok.
Cocuk var ama ben de varim kafasina hala erisemedim. Bazen o kadar pacozum ki, o anda degil de geri donup baktigimda anliyorum bu durumu.
Sagligimi da cok onemsemiyorum. Ciddi bir alerjik rahatsizligim oldugunu dusunuyorum ve inatla doktora gitmiyorun. Dilimde hep ayni laf; su cocuk az buyusun de. Iyice kotuleseyim diye mi bekliyorum, ne yapiyorum, bilmiyorum. Hayatimla ilgili yaptigim tek iyi sey o da bir aydir seker tuketmemek. Gecen gun esimin bayila bayila yedigi bir cikolata vardi. Ondan tattim. Kendi yaptigim kuru meyveli sekersiz kurabiyelerim cok daha efsaneydi. Kendimi takdir ettigim tek sey bu.
Eski duzen hayallerde kaldi. Ev duzeninden bahsetmiyorum. Iliskiler de oyle. Kocamla da, kedimle de. Tek derdim gunduz kizimla olayim, o mutlu olsun, gece uyuyayim, ertesi gune enerji toplayayim. Kedi resmen yatmami bekliyor benim anca o zaman koynumda. Bazen oyun oynamak istiyor sanirim canina tak ediyor, gece miyavlamaya basliyor. Kiz uyanacak diye endiseleniyor ve ofkeleniyoruz. Gecen gun kocam cok abartti, onun da tahammulu yok, cok kizdi hatta bence kontrosuzlesti. Evde cocuguyla kavgasini ayiran dertli ana gibi hissettim kendimi. Cunku bir ara yalvarirken buldum kendimi, ne olur sakinles diye. Simdiye dek evdeki ilk ve asla tekrarlanmamasini istedigim siddet sahnesi buydu.
Cok oynasmaya da gelmiyorum bu ara. Enerjim yok. Ergen kizlar gibi "Sadece sarilalim, tamam mi?" diyecek moddayim. Ne zaman duzelirim bilmiyorum. Ama sakincali sularda yuzuyorum.
Yani ozetle her seyi, kendim dahil arka plana atiyorum.
Mutsuz degilim. Ama eksik hissediyorum. Zaten sorun da bu. Bu saydiklarimla ilgili en ufak bir acaba demesem ustune dusmem. Ama butun bu olan bitenden oturu huzursuzum. Degismem, degistirmem lazim. Nasil yapacagimi bilemiyorum. Kocam katalizor aslinda. Onun akisina kendimi biraksam belki biraz daha esneyecegim. Ama bu sefer de sanki kiza haksizlik ediyormusum gibi geliyor. Birinden birini secmek istemiyorum elbette, oyle olmamali. Ama sanki oyleymis gibi oluyor. Off, kafalar karisik.
Ha bu arada, eskiden hic olmazdi. Kocamla atismaya basladik. Cok ciddi sekilde degil ama bu da beni rahatsiz ediyor. Sevdigim birinin bana gonul koymasi, her zamanki gibi davranmamasi bende ciddi bir panik hali yaratiyor. Kaybetme korkusu yasiyorum sanirim. Bir de sucluluk duyuyorum. " O senin icin neler neler yapiyor bak, sen nankor musun?" gibi.
Raporlarim uzayabildigi kadar uzadi. Artik ucretsiz izin icin dilekce vermem lazim. Acaba baska bir yerden biraz daha bulabilir miyiz diye hala zorluyor kocam. Dilekce veremedim. Onumde 15 gun kadar bir surem kaldi. O zamana kadar gelmezse izin onayi sictim. Kocamda onun gerginligi de var, ne bok yicez biz simdi diye. Yapacak bisey yok. Ben buyutmek istiyorum cocugumu. Ve nasil oluyorsa hala bunun en iyi yol olabilecegini, bunu yapmanin ilerisi icin getirisinin daha cok olacagini, kiymetli oldugunu anlamiyor. Yarin ise gidecegim desem cok mutlu olur. Deli midir nedir? Keske azicik evimin kadini cocuklarimin anasi olacaksin ayarinda bir adam olsaydi.
Eskisi gibi oluyor mu her sey bilmiyorum. Eskisinden daha guzel olsun istiyorum.
Cocuk var ama ben de varim kafasina hala erisemedim. Bazen o kadar pacozum ki, o anda degil de geri donup baktigimda anliyorum bu durumu.
Sagligimi da cok onemsemiyorum. Ciddi bir alerjik rahatsizligim oldugunu dusunuyorum ve inatla doktora gitmiyorun. Dilimde hep ayni laf; su cocuk az buyusun de. Iyice kotuleseyim diye mi bekliyorum, ne yapiyorum, bilmiyorum. Hayatimla ilgili yaptigim tek iyi sey o da bir aydir seker tuketmemek. Gecen gun esimin bayila bayila yedigi bir cikolata vardi. Ondan tattim. Kendi yaptigim kuru meyveli sekersiz kurabiyelerim cok daha efsaneydi. Kendimi takdir ettigim tek sey bu.
Eski duzen hayallerde kaldi. Ev duzeninden bahsetmiyorum. Iliskiler de oyle. Kocamla da, kedimle de. Tek derdim gunduz kizimla olayim, o mutlu olsun, gece uyuyayim, ertesi gune enerji toplayayim. Kedi resmen yatmami bekliyor benim anca o zaman koynumda. Bazen oyun oynamak istiyor sanirim canina tak ediyor, gece miyavlamaya basliyor. Kiz uyanacak diye endiseleniyor ve ofkeleniyoruz. Gecen gun kocam cok abartti, onun da tahammulu yok, cok kizdi hatta bence kontrosuzlesti. Evde cocuguyla kavgasini ayiran dertli ana gibi hissettim kendimi. Cunku bir ara yalvarirken buldum kendimi, ne olur sakinles diye. Simdiye dek evdeki ilk ve asla tekrarlanmamasini istedigim siddet sahnesi buydu.
Cok oynasmaya da gelmiyorum bu ara. Enerjim yok. Ergen kizlar gibi "Sadece sarilalim, tamam mi?" diyecek moddayim. Ne zaman duzelirim bilmiyorum. Ama sakincali sularda yuzuyorum.
Yani ozetle her seyi, kendim dahil arka plana atiyorum.
Mutsuz degilim. Ama eksik hissediyorum. Zaten sorun da bu. Bu saydiklarimla ilgili en ufak bir acaba demesem ustune dusmem. Ama butun bu olan bitenden oturu huzursuzum. Degismem, degistirmem lazim. Nasil yapacagimi bilemiyorum. Kocam katalizor aslinda. Onun akisina kendimi biraksam belki biraz daha esneyecegim. Ama bu sefer de sanki kiza haksizlik ediyormusum gibi geliyor. Birinden birini secmek istemiyorum elbette, oyle olmamali. Ama sanki oyleymis gibi oluyor. Off, kafalar karisik.
Ha bu arada, eskiden hic olmazdi. Kocamla atismaya basladik. Cok ciddi sekilde degil ama bu da beni rahatsiz ediyor. Sevdigim birinin bana gonul koymasi, her zamanki gibi davranmamasi bende ciddi bir panik hali yaratiyor. Kaybetme korkusu yasiyorum sanirim. Bir de sucluluk duyuyorum. " O senin icin neler neler yapiyor bak, sen nankor musun?" gibi.
Raporlarim uzayabildigi kadar uzadi. Artik ucretsiz izin icin dilekce vermem lazim. Acaba baska bir yerden biraz daha bulabilir miyiz diye hala zorluyor kocam. Dilekce veremedim. Onumde 15 gun kadar bir surem kaldi. O zamana kadar gelmezse izin onayi sictim. Kocamda onun gerginligi de var, ne bok yicez biz simdi diye. Yapacak bisey yok. Ben buyutmek istiyorum cocugumu. Ve nasil oluyorsa hala bunun en iyi yol olabilecegini, bunu yapmanin ilerisi icin getirisinin daha cok olacagini, kiymetli oldugunu anlamiyor. Yarin ise gidecegim desem cok mutlu olur. Deli midir nedir? Keske azicik evimin kadini cocuklarimin anasi olacaksin ayarinda bir adam olsaydi.
Eskisi gibi oluyor mu her sey bilmiyorum. Eskisinden daha guzel olsun istiyorum.
19 Mart 2018 Pazartesi
Besinci ay
Inisli cikisli, firtinali sakin, duygusal olarak "la nöruyoz?" dedigim bir aydi.
Ama simdiye dek en en en cok eglendigim aydi. Ay bizim kiz espri bile yapmaya basladi, nasil eglenmeyeyim?
Dordun ortalarinda anneme gittim. Orada bi yamulttu beni kizce. Derdimiz uykuydu. Uyudu mu mis, uyumadi mi mizik mizik. Kimse cekilmez, o da cekilmiyor. Bir de hava rezaletti. Yerini yadirgadi, ayni odada yatmaya alisik degiliz, ben onu yadirgadim, eski yatak odam beni bogdu, kizim da aynisini hissetmistir sanirim, got korkusundan bizimkilerle oturamadim dogru duzgun ha uyandi ha uyancak, e bari ben de uyuyayim ne kadar uyusam kardir diye dusundum. Izmir bize iyi gelmedi yani. Eve geldik her sey duzeldi. Hatta simdiye kadarki en uzun uykusunu uyudu. Agzimiz acik kaldi, o kadar diyeyim. Nasil uykuya hasret kaldiysa...
Cok yakin bir arkadasim dogum gunumde bana geldi, uzun zamandir birileriyle sohbet etmiyordum, sosyallesme adina iyi geldi ancak tedirginligimi atamadim ustumden. O da bana "Konfor alanini biraz daralt, eskiye donmek icin bir seyler yap" dedi. "Haklisin" demekten baska bir sey diyemedim. Bilmiyorsun canisi, bilmiyorsun bi'tanesi, uykusu bozulursa senin de agzin yuzun yamuluyor, duzen degisirse midene kramplar giriyor, anlayamazsin cunku anne degilsin diyemedim. Ukala gibi gorunmek istemem ama bu is cidden boyleymis. Davulun sesi uzaktan hos gelirmis. Bana dedigi icin kv.ye kiziyordum ama bu is bazi zamanlar icin anne olunca anlarsinmis.
Kusum cok gulec. Bayiliyoruz o gulerken, ben de kocam da kendimizden geciyoruz, o kadar cok. Mutlu bir bebek oldugu icin de ayrica seviniyorum. Emeklerinin karsiligini almak boyle bir sey sanirim.
Salyalar deli gibi. Ates yok, miziriklik yok. Ama tukuruk bombaligi tam gaz devam. Gun icinde 29627271 kez giyecek degistiriyoruz, cunku hepsi sirilsiklam.
Baba ile gece uyutma denemeleri yaptik bir iki kez. Gece uyaninca kocam gitti. Onu kucagina alan kisinin ben olmadigimi anladiginda aglamaya basladi. Kiyamadik. Uykular hala bende yani. Aslinda sikayetci degilim ben, cok zorlamiyor cunku. Ama zorunluluk hali oldugunda nasil uyuyacak bilmiyorum. O kadar cok direniyor ki! Aksam onu birine emanet edip cikmak benim icin mumkun degil fakat kocam su ara buna yol yapiyor. Ulen daha sen susturamiyosun cocugu, nasil olacak diyemiyorum. Anlatamiyorum. Cunku bkz. bagimlilikla suclanmak!
Gun icinde benden bagimsiz biraz daha vakit gecirmeye basladi. Bu cidden sahane bir sey. Bahsettigim sureler 15 dk 20 dk falan ama insanlik icin kucuk benim icin dev gelisme.
Kediye yuruyor cok fena. Dokunmasiyla hunharca oglanin killarini yolmasi an icinde gerceklesiyor. Onu gorunce cok mutlu oluyor, kahkahalar atiyor, ona gitmek istiyor. Gelecekte birileri birilerini haklayacak ama kim galip gelir simdilik yorum yapamiyorum.
Memeyle arasi pek muhtesem degil. Uyku oncesi uyku sonrasi firt firt cekiyor biraz ama cok cabuk sikiliyor. Biberon ya da alistirma bardagi fark etmiyor. Hep oyle okudum cunku, "biberon meme reddi yapar". Alistirma bardagi da gayet ayni etkiyi yaratiyor aslinda. Belki artik buyudugu icindir. Ya da bu direncin sebebi meme ve uykuyu iliskilendirdigi icindir. Uyumak istemedigi icin emmek de istemiyor olabilir. Ama ben rezil bir girdabin icine giriyorum. Kucakta hop hop hoplatarak emziriyorum. Uyku saatine denk geldigi icin de bayiliyor bir sure sonra tabii. Memeyi birakirsa diye endisele8niyorum. En azindan su yaz gecse bari. Ha, benim hic niyetim yok biraktirmaya ama o isterse yapacak bir sey yok.
Biraz daha kolay ama biraz daha zor bir hale geldi pek cok sey. Kolay cunku anliyor artik olan biteni. Ve zor, yine ayni sebeple, anliyor, dikkati dagiliyor, dinliyor, anlamlandirmaya calisiyor.
Biraz daha "Yeaa sana mi benziyor yoksa!!!" yorumlari almaya basladim. Ama gecen gun biri ayni kv. dedi. Pas vermedim. :D Surati, ifadesi degisti ama gercekten. Yeni dogdugu zaman tam anlamiyla bir alien oldugu gercegini kabul etmek lazim. Ama tabii her sey, kuzguna yavrusu sahin gorunur hesabi...
Dusunuyorum, cok aman aman bir degisiklik, bir ucus yok bu ara.
Gelecek ay ek gidaya baslayacak Lidya, nasil olacagi konusunda cok heyecanliyim.
Ben hala cok rahat degilim. Yuregimdeki o hoplama hali siddeti cok yuksek olmasa da devam ediyor. Belki de gecmeyecek, bilmiyorum ki.
10 Mart 2018 Cumartesi
Itiraf no:4
Gerci itiraftan cok cahilligime doymayayim yazisi bu.
Hastanedeyiz. Kizim dogdu. Ebe arkadasim dedi ki " Iki saatte bir emzirmek diye bir sey yok, bebek ne zaman isterse emzirmelisin." Tamam, bunda bir sikinti yok. Ama bana demedi ki, sutunu arttirmak icin sik sik emzirmelisin. Demesi mi lazimdi, buyuk ihtimale bunun nasil olmasi gerektigini bildigimi dusundu. Ama emzirme konusunda tam bir kara cahil oldugum icin bebegimin talep etmesini bekledim.
Ve ilk gun kizim cok uzun saatler boyunca pek talepte bulunmadi. Hastane odasinda gelen giden vardi, onlarin yaninda emziremedim. Uyuyordu bir de. Sonra nihayet ikinip sikilip dayanamayip kibarca "Bi' gider misiniz artik!" diyebildim. Ve sonra gece oldu. Emzirdim elbette ama genelde kizim uyudu. Sabah, ben de ameliyatin verdigi rehavetle salak gibi " Uyudu, ne guzel." dedim. Dogruya dogru, dinlendik. Ama ya bebegin kan sekeri? Ozel ebe ile calistigimiz icin talep etmedikce hastane hemsireleri bize dokunmadilar. Ama dogumdan sonra normal olarak arkadasim gitti. Biz de oylece kalakaldik. Ve hastaneden cikarken bebegimin tartisina bakilmadi. 5 gun sonra ogrendik kilosunun azaldigini. Cocuk doktoruna o zaman gitmistik cunku.
Ve ben evde de gece uyurken biraktim kizimi. Cok uzun uyumuyordu elbette ama uyuyordu yine de. Uyandirip emzirmek aklima gelmiyordu, bebek talep etmiyordu cunku.
Yaklasik dogumdan bir hafta sonra, aymaya basladim. Dogum oncesi yapmam gereken okumalari yaptiktan sonra. Hic sorun yasayabilecegimi dusunmemistim cunku, okumaya gerek yoktu.
Annem arada diyordu, daha sik mi emzirmelisin gibi. Tam da ne dedigini animsamiyorum cunku bana bir oneride bulunan herkese kukreyerek yanit veriyordum. Ofkem o kadar coktu ki hicbir bok bilmedigim halde her seyi biliyormus gibi davraniyordum.
Hayattaki pek cok seyi bilmiyorsun aslinda. Biraz tecrubeden yararlanip cevrendekileri kucumsemesen hayat daha kolay olabilir. Kendin icin belirledigin tek bir otorite oluyor ve sorgulamadan onu dinleyip baska her seye kulak tikiyorsun.
Bazen cok cahil ve anlayissiz oluyorsun.
Hastanedeyiz. Kizim dogdu. Ebe arkadasim dedi ki " Iki saatte bir emzirmek diye bir sey yok, bebek ne zaman isterse emzirmelisin." Tamam, bunda bir sikinti yok. Ama bana demedi ki, sutunu arttirmak icin sik sik emzirmelisin. Demesi mi lazimdi, buyuk ihtimale bunun nasil olmasi gerektigini bildigimi dusundu. Ama emzirme konusunda tam bir kara cahil oldugum icin bebegimin talep etmesini bekledim.
Ve ilk gun kizim cok uzun saatler boyunca pek talepte bulunmadi. Hastane odasinda gelen giden vardi, onlarin yaninda emziremedim. Uyuyordu bir de. Sonra nihayet ikinip sikilip dayanamayip kibarca "Bi' gider misiniz artik!" diyebildim. Ve sonra gece oldu. Emzirdim elbette ama genelde kizim uyudu. Sabah, ben de ameliyatin verdigi rehavetle salak gibi " Uyudu, ne guzel." dedim. Dogruya dogru, dinlendik. Ama ya bebegin kan sekeri? Ozel ebe ile calistigimiz icin talep etmedikce hastane hemsireleri bize dokunmadilar. Ama dogumdan sonra normal olarak arkadasim gitti. Biz de oylece kalakaldik. Ve hastaneden cikarken bebegimin tartisina bakilmadi. 5 gun sonra ogrendik kilosunun azaldigini. Cocuk doktoruna o zaman gitmistik cunku.
Ve ben evde de gece uyurken biraktim kizimi. Cok uzun uyumuyordu elbette ama uyuyordu yine de. Uyandirip emzirmek aklima gelmiyordu, bebek talep etmiyordu cunku.
Yaklasik dogumdan bir hafta sonra, aymaya basladim. Dogum oncesi yapmam gereken okumalari yaptiktan sonra. Hic sorun yasayabilecegimi dusunmemistim cunku, okumaya gerek yoktu.
Annem arada diyordu, daha sik mi emzirmelisin gibi. Tam da ne dedigini animsamiyorum cunku bana bir oneride bulunan herkese kukreyerek yanit veriyordum. Ofkem o kadar coktu ki hicbir bok bilmedigim halde her seyi biliyormus gibi davraniyordum.
Hayattaki pek cok seyi bilmiyorsun aslinda. Biraz tecrubeden yararlanip cevrendekileri kucumsemesen hayat daha kolay olabilir. Kendin icin belirledigin tek bir otorite oluyor ve sorgulamadan onu dinleyip baska her seye kulak tikiyorsun.
Bazen cok cahil ve anlayissiz oluyorsun.
28 Şubat 2018 Çarşamba
Dogdugundan beri hayatimin en kotu gunu
Ilk defa... Bu kadar uzun sure, bu kadar ciddi sekilde...
Uyumuyor.
Bu kadar karisik duyguyu ilk kez yasiyorum.
Cok mutsuzum.
Guncelleme: Cocuk bildigin yerini yadirgamis. Eve geldigimizde saat 17.00- 08.40 arasi 2 kez uyanarak uyudu.
Simdi yeni gundemim, cocukla bir yere gitmek.
Uyumuyor.
Bu kadar karisik duyguyu ilk kez yasiyorum.
Cok mutsuzum.
Guncelleme: Cocuk bildigin yerini yadirgamis. Eve geldigimizde saat 17.00- 08.40 arasi 2 kez uyanarak uyudu.
Simdi yeni gundemim, cocukla bir yere gitmek.
25 Şubat 2018 Pazar
Kendi kendime "çelinc"
Bu aralar herkesler dikkat etmeye calisiyor zaten. Neye? Yedigine, ictigine, sagligina... Alternatif beslenme yontemleri pek moda oldu. Glutensizi, alkalisi, sekersizi, takviyelisi; kemik sulari likir likir iciliyor, zerdecallara doyamiyoruz, ekmek yemiyoruz falan filan. Dalga gecmiyor siddetle takdir ediyorum. Nitekim ig hesabim bu hesaplarla dolmus tasmis. Bir egilimim var. Takip ettigim bloglar da var bkz. Kahve, motivasyonum artiyor. Bir suredir zaten bazi seyleri kafamda oturtmaya calisiyordum. Sonra bir anda ilham geldi.
Sekeri birakiyorum.
Sagligimla ilgili dogum sonrasi kilolari verememek disinda bir sorunum yok. Kronik hastalik yok, alerji yok, duyarlilik gelistirdigim bir besin yok. Ama dedim ki, sekere de ihtiyacin yok. Hem kiz icin sekersizlige alismak lazim.
Gecenlerde bir gun dogum gunumdu. Bir gun oncesinden cok yakin bir arkadasim gelip dogum gunu suprizi yapmis, pasta getirmisti. Pastami da yemistim, e daha ne bekliyordum. Dogum gunumun aksamina dikkat ettim ki o gun hic sekerli bir sey tuketmemisim. Bundan iyi gaz mi olur dedim ve rafine sekeri, turlu suruplari, yapay tatlandiricilari tuketmeyecegim diye karar aldim. Kuruyemisler, bal, ek sekeri olmadigina inandigim pekmez serbest.
Iyi gidiyorum- gidiyordum.
Izmir'de lokma dokulur, bilir misiniz? K
Kizi ogle uykusuna yatirdigimda birileri geldi, bir seylerin hayri miymis, neymis, lokma getirmis. Kiz uyandi, ben de mutfaga gittim, yemek yiyecegim. Bir baktim tezgahta kucuk yuvarlak, sevimli lokmalar. Akkklimin ucundan gecmedi seker yemedigim. Bir tane yedim, ikinciye acaba derken "Lan!" diye aydim. O anda orucunu yanlislikla bozmus mumin gibiydim. Cidden uzuldum. Istesem de yemiyorsum cunku seker. Bilinc disimin azizligine ugradim resmen.
Neyse, cok dayanamazsam ayda bir izin veririm kendime bir kucuk tatli icin demistim. Bunu da ona sayiyorum artik. Nazar boncugu.
Hayatimda bir gereksizi azaltiyorum. Minimal olmaya meyleden gonlumde bu bile "kendin icin bir sey yapiyorsun." canlari caldiriyor bana. Ve bu cok iyi geliyor.
Sonradan not: Motivasyonun tillahi babamdan geldi. "Bak, cok kilo almissin. Boyle giderse alirsin alirsin veremezsin sonra, siser kalirsin soyleyeyim." Cinim bibim.
Saglikli yasarken ben. |
Sekeri birakiyorum.
Sagligimla ilgili dogum sonrasi kilolari verememek disinda bir sorunum yok. Kronik hastalik yok, alerji yok, duyarlilik gelistirdigim bir besin yok. Ama dedim ki, sekere de ihtiyacin yok. Hem kiz icin sekersizlige alismak lazim.
Bana oyle bakma, anlayacaklar |
Iyi gidiyorum- gidiyordum.
Izmir'de lokma dokulur, bilir misiniz? K
Kizi ogle uykusuna yatirdigimda birileri geldi, bir seylerin hayri miymis, neymis, lokma getirmis. Kiz uyandi, ben de mutfaga gittim, yemek yiyecegim. Bir baktim tezgahta kucuk yuvarlak, sevimli lokmalar. Akkklimin ucundan gecmedi seker yemedigim. Bir tane yedim, ikinciye acaba derken "Lan!" diye aydim. O anda orucunu yanlislikla bozmus mumin gibiydim. Cidden uzuldum. Istesem de yemiyorsum cunku seker. Bilinc disimin azizligine ugradim resmen.
Canim istemedi, ne alakasi var |
Hayatimda bir gereksizi azaltiyorum. Minimal olmaya meyleden gonlumde bu bile "kendin icin bir sey yapiyorsun." canlari caldiriyor bana. Ve bu cok iyi geliyor.
Sonradan not: Motivasyonun tillahi babamdan geldi. "Bak, cok kilo almissin. Boyle giderse alirsin alirsin veremezsin sonra, siser kalirsin soyleyeyim." Cinim bibim.
23 Şubat 2018 Cuma
Bir tuhaf yazi
Bu nasil gebe isimli blogu yazmaya baslarken temel motivasyonum her seye sikayet etmekti. Hamilelige, duygulanmaya, annelige... Pek cok seyin gereksiz abartildigini, ne olacak ki canimciligi, ben ne de cool gebeyim bak demeyi falan yazacaktim. Ki yazdim da. Inanilmaz rahat bir hamilelik gecirdim. Ne midem bulandi, ne kustum, ne aserdim, ne evimin isinden geri kaldim, ne kendimi birine muhtac hissettim, ne uykusuz kaldim. Dah da saysam aslinda sayarim. Kolay bir donemdi.
Guzel miydi? Bu kadar kolay gecen, ufacik tefecik ici dolu tursucuk kizimin bu kadar sorunsuz bir zaman yarattigi zaman benim icin hic de guzel degildi. Kotu de degildi. Ama duygusuzdu. Cok duygusuz hem de. Baslangicta acik acik istemedim. Kizimi ya da baska bir bebegi isteyip istememek degil, bebekli bir kadin olmayi kabullenememekten. Sikintiya gelememekten. Hazir hissetmemekten. Hayatimin herhangi bir doneminde hamile kalayim anne olayim gibi bir istegim yoktu. Anac bir insan degilim. Cocuklarla is disinda bir diyalog gelistiremem. Aglak zirlak halleri bana fazla gelir. Butun bunlar bana anne olmamak icin bir gerekce kazandiriyordu.
Ama kullandigim dogum kontrol hapini biraktim. Ve biraktigim ay hamile kaldim. Cok hizli oldu. Daha tirnak icinde denememistik bile. Oluverdi. Ve benim icin cok aniydi. Hamileligi ve cocugumu kabullenemedim bir sure. Gercekten blog adi gibi; bu nasil gebeydim. Boyle gebe mi olurdu? Psikolog olmanin verdigi de bilgi sahibi olma haliyle icinde bulundugum duygu durumunu, cogunlukla huznu yasarken kendimi sucladim. Cunku ortada bir bebek vardi ve arastirmalar derdi ki bebekler hisseder. Bir yandan duygularimi kabul edip coskulanmadigim icin kendimi suclarken bir yandan da zaman ilerliyordu.
Ve 40 doldu. Gelmedi kizim. Gelmek mi istemedi, ben hic hazir hissetmezken o da mi duygumu aldi benim, gelemedi mi, guvenemedi mi? Bilmiyorum. Ogrenme sansimiz da yok. Ama dogum surecim az biraz bunu gosteriyor. Baslayamayan, mudahalelere ragmen baslayamayan dogum. Dogamayan kizim.
Dun ruya gordum. Dogum anindayim. Bacaklarimin arasinda bir kafa var, elliyorum, goruyorum. Kizimin kafasi. Ayni. Incecik saclarini, rengini goruyorum. Ve mutluyum. Oluyor diyorum, doguyor iste. Hamileligim boyunca hissetmedigim coskuyu ruyamda hissediyorum.
Ve bugune geliyorum. Geceden beri ruyam ve yarattigi his aklimda. Ve kizimin dogum sahnesini yeniden sekillendirmek istiyorum. Gercegini biliýorum. Ama olmasini istedigim ve dusledigim baska.
Kizim kucagimda. Uyuyor. Izmir yolundayiz. Yagmur yagiyor, kokusu da burnumda simdi. Uyku saati konusunda endiseli ciktim evden. Simdi diyorum ki uyumasin. Ya da koynumda uyusun, ne olur. Su an sanki gebelikte onun vaktinden, sevgisinden calmisim gibi hissediyorum. Uzuluyorum.
Geri donme sansim olsaydi her seyi bastan alir ve onu karnimdayken cok sevmeye baslardim. Ben cok sevmeye biraz gec basladim cunku. Cok surundum, bocaladim. Geri donusu olmayan bu yol bana cok ama cok agir geldi. Hala zor uzunca bir sure de zor olacak.
Sevmenin disinda, bana guven duymasi benim icin cok onemli. Bugun kangurudayken kangurunun kenarina yapisivermis eli, oyle uyumus. Kucucuk cani bende. Bana guvensin, bir de babasina, kosulsuz. Yetiskinlikte su bilgi geliyor insana; ebeveynlerim beni seviyor ama gosterme sekli boyleymis demek... Yani sevdiklerine bir sekilde ikna ediyor insan kendini, sevmemek olur mu ya, diye. Ama guvenmek var bir de. Ebeveynlerim benim yanimda dedirtebilmek cok onemli . Cok sevdigim kizimin bana cok guvenmesini saglayabilirsem ben bu isi yaptim, diyebilecegim sanirim.
Yasam cok garip ya. Omrum dedigim oglum kedim evde, tek basina, kalbim kirik, yanima alamiyorum cunku annemin kedisi ile hasimlar! Kizimin iyiligi icin biraz hava degisikligi lazimdi ama. Benim icin de.
Oradan oraya, oradan oraya... Izmir bana hep iyi gelir. Kizim biraz deniz havasi alsin. Ben de insan goreyim.
Yaz gelse de Karaburun'a gitsek. Of of.
Guncelleme: "Illa herkes hormon patlamasi yasayacak degil" derken oksitosin patlamasinin deli divane oldugum sut uretimine nasil etki ettigini bilip de onemsemeyerek nasil kendi bacagima siktigimi gormek de ucuncu gozumun acilisi oldu. Umarim tum potansiyel analar hormon patlamasi yasar. Ben de aptalligima yanayim bence.
Guzel miydi? Bu kadar kolay gecen, ufacik tefecik ici dolu tursucuk kizimin bu kadar sorunsuz bir zaman yarattigi zaman benim icin hic de guzel degildi. Kotu de degildi. Ama duygusuzdu. Cok duygusuz hem de. Baslangicta acik acik istemedim. Kizimi ya da baska bir bebegi isteyip istememek degil, bebekli bir kadin olmayi kabullenememekten. Sikintiya gelememekten. Hazir hissetmemekten. Hayatimin herhangi bir doneminde hamile kalayim anne olayim gibi bir istegim yoktu. Anac bir insan degilim. Cocuklarla is disinda bir diyalog gelistiremem. Aglak zirlak halleri bana fazla gelir. Butun bunlar bana anne olmamak icin bir gerekce kazandiriyordu.
Ama kullandigim dogum kontrol hapini biraktim. Ve biraktigim ay hamile kaldim. Cok hizli oldu. Daha tirnak icinde denememistik bile. Oluverdi. Ve benim icin cok aniydi. Hamileligi ve cocugumu kabullenemedim bir sure. Gercekten blog adi gibi; bu nasil gebeydim. Boyle gebe mi olurdu? Psikolog olmanin verdigi de bilgi sahibi olma haliyle icinde bulundugum duygu durumunu, cogunlukla huznu yasarken kendimi sucladim. Cunku ortada bir bebek vardi ve arastirmalar derdi ki bebekler hisseder. Bir yandan duygularimi kabul edip coskulanmadigim icin kendimi suclarken bir yandan da zaman ilerliyordu.
Ve 40 doldu. Gelmedi kizim. Gelmek mi istemedi, ben hic hazir hissetmezken o da mi duygumu aldi benim, gelemedi mi, guvenemedi mi? Bilmiyorum. Ogrenme sansimiz da yok. Ama dogum surecim az biraz bunu gosteriyor. Baslayamayan, mudahalelere ragmen baslayamayan dogum. Dogamayan kizim.
Dun ruya gordum. Dogum anindayim. Bacaklarimin arasinda bir kafa var, elliyorum, goruyorum. Kizimin kafasi. Ayni. Incecik saclarini, rengini goruyorum. Ve mutluyum. Oluyor diyorum, doguyor iste. Hamileligim boyunca hissetmedigim coskuyu ruyamda hissediyorum.
Ve bugune geliyorum. Geceden beri ruyam ve yarattigi his aklimda. Ve kizimin dogum sahnesini yeniden sekillendirmek istiyorum. Gercegini biliýorum. Ama olmasini istedigim ve dusledigim baska.
Kizim kucagimda. Uyuyor. Izmir yolundayiz. Yagmur yagiyor, kokusu da burnumda simdi. Uyku saati konusunda endiseli ciktim evden. Simdi diyorum ki uyumasin. Ya da koynumda uyusun, ne olur. Su an sanki gebelikte onun vaktinden, sevgisinden calmisim gibi hissediyorum. Uzuluyorum.
Geri donme sansim olsaydi her seyi bastan alir ve onu karnimdayken cok sevmeye baslardim. Ben cok sevmeye biraz gec basladim cunku. Cok surundum, bocaladim. Geri donusu olmayan bu yol bana cok ama cok agir geldi. Hala zor uzunca bir sure de zor olacak.
Sevmenin disinda, bana guven duymasi benim icin cok onemli. Bugun kangurudayken kangurunun kenarina yapisivermis eli, oyle uyumus. Kucucuk cani bende. Bana guvensin, bir de babasina, kosulsuz. Yetiskinlikte su bilgi geliyor insana; ebeveynlerim beni seviyor ama gosterme sekli boyleymis demek... Yani sevdiklerine bir sekilde ikna ediyor insan kendini, sevmemek olur mu ya, diye. Ama guvenmek var bir de. Ebeveynlerim benim yanimda dedirtebilmek cok onemli . Cok sevdigim kizimin bana cok guvenmesini saglayabilirsem ben bu isi yaptim, diyebilecegim sanirim.
Yasam cok garip ya. Omrum dedigim oglum kedim evde, tek basina, kalbim kirik, yanima alamiyorum cunku annemin kedisi ile hasimlar! Kizimin iyiligi icin biraz hava degisikligi lazimdi ama. Benim icin de.
Oradan oraya, oradan oraya... Izmir bana hep iyi gelir. Kizim biraz deniz havasi alsin. Ben de insan goreyim.
Yaz gelse de Karaburun'a gitsek. Of of.
Guncelleme: "Illa herkes hormon patlamasi yasayacak degil" derken oksitosin patlamasinin deli divane oldugum sut uretimine nasil etki ettigini bilip de onemsemeyerek nasil kendi bacagima siktigimi gormek de ucuncu gozumun acilisi oldu. Umarim tum potansiyel analar hormon patlamasi yasar. Ben de aptalligima yanayim bence.
18 Şubat 2018 Pazar
Dorduncu ay
Sevgili gunluk. Bu satirlari kipirdamamaya calisarak, gunduz uykusunu uyuyan tavsanimin yaninda yaziyorum. Allahiimm insallah parmak sesine uyanmaz.
Harala gurele derken dort ay bitmis ya. Nasil bitmis, nasil gecmis bir garip zaman, gercekten.
Bu ayin basinda bir atak bizi karsiladi. Cok korkuttu cunku uyku duzeni hakkinda bir takim endiselere sebep oldu. Derken birkac gun surdu, gecti. Ha, soyle bir duzen degisikligi oldu; genelde biraz daha erken yatip gece 23.00 sularinda uyanir gibi oluyor. Kamera sayesinde aninda mudahale ile kurtariyoruz durumu.
Bizimki tukurmeye basladi. Agzindan kopukler cikarta cikarta tukuruyor. Bir de ses cikariyor, deli komik.
Gecenlerde asisi vardi. 4. Ay ve rota. Rotadan sonra contayi yakti. Bagirsaklari mi rahatsiz oldu bilmiyorum, birkac gundur mizirdakligi yine ustunde. Yenidoganken katlanamadigi sling ile takiliyoruz bu ara. Yapisik yapisik.
Bebek dedigin tekrari sever, ayni seylerin yapilmasini falan ister ya. Bizimki yenilikci. Bir kere guldugum seye bir daha ne gulcem, az yaratici olun koleler modunda. Katila katila guldugu bir seyi ikinci ucuncu kez yaptigimizda tukurmeye basliyor. Bizimki de lama olacakmis ama...
Donmek favorisi. 2. aydan beri donmek hayatimizdaydi zaten. Artik sikligi artti. Gelisim kitaplari diyor ki, yuz ustu yatarken sirta dogru doner. I ih. Bizimki sirttan yuz usune donuyor, bir daha donemedigi icin sinirleniyor ve bilin bakalim ne yapiyor. Evet, tukuruk! Bir de uykudayken donuyor, kendini de uyandiriyor bazen. Dun ilk kez yuzustu donmus sekilde uyudu. Ellemedim, rahattir belki diye. Ama korkmadim da degil, ya nefessiz kalirsa, ya bir sey olursa diye. Uyku egitimi veren kisiler genelde yuz ustu uyutmayi tercih ediyorlar ama yine de bir kurt dustu icime.
Gunduz hala tavsan uykusu ve hala benimle gotgote uyuyor. Memeden koparabiliyorum Allahtan. Alip yanima yatiriyorum, bazen kolum kafasinin altinda kaliyor, uyanana dek yamuluyorum. Gece bagimsiz uyuyan cocuk gunduz nasil uyuyamiyor, anlam veremiyorum.
Mamayi degistirdik. Yazmis miydim? Kocaman kocaman kati kakalar yapmaya baslamisti, ki bir suredir kabizlik sinyalleri veriyormus ama bem anlayamiyormusum. En sonunda ikinmaktan rengi gercek bir domatesle yarisir hale gelince tamam deyip o mamayla yollari ayirdim. Simdi gunde iki kez tasira tasira s.ciyor kizim. Anasi bok temizlesin, isi ne? Kaka mevzuu onemli yalniz. Olmadi mi buyuk dert. Ha bu arada kilosu da mama degistirince ciddi fark yaratti. Uc ay iskence etmisim bilmeden cocuga. Kendimize de. Ama bilemezdik ki.
Aslinda artik daha eglenceli olmaya basladi. Tek beklentim azicik daha bagimsiz takilabilmesi. Kendi basina kaldiginda tahammul edemiyor. Cok degil ya 15 dk falan yeter bana. Gerci haksizlik edemem, bazen oluyor. Bazen de mumkun degil, tek basima kalamam anne, diyor.
Oturma denemelerine basladi. Bebek arabasinda kendini diklestiriyor, inanilmaz mutlu oluyor sonra. Sinirlendiginde de kendini atmaya calisiyor. Ha bir de, tukuruyor demis miydim?
Kahkaha atmayi ogrendi ki benim daha cok, daha da cok gormeyi diledigim bir sey bu. Cok guzel bir sey kahkaha tepkisi.
Her seye uzaniyor, uzandigi anda agzini acip yalamaya, isirmaya calisiyor. Bir de son birkac gundur gel gel deyince kollarini uzatiyor.
Insan seviyor. Konuskan insani daha cok seviyor. Bu yuzden ben de biraz anneme, Izmirim'e gidecegim, biraz sevsin, sevilsin cocuk.
Hala ara ara meme mama ortakligina agliyorum. Hala kendimi cok kotu hissediyorum. Hala ondan ozur diliyorum, yetemedigim icin. Ozguvenim parcalandi, yalan degil. Basarisiz, beceriksiz hissediyorum kendimi. Bazen isler ters gitse, sutun yetmedi ya, ondan oldu diyorum kendime. Haksizlik ediyorum evet ama bunu dusunmekten kendimi alamiyorum.
Bu ara uyku ninnisi Gulnihal. Uykuya dalisini kolaylastiriyor.
Bez acilinca cok mutlu, soyunurken cok mutlu, giyinirken icinden canavar cikiyor. Yaz gelse de rahatlasa.
Sokaga bakmayi cok seviyor. Insanlar, arabalar, hareket eden seyler cok ilgisini cekiyor.
Kanguru/ sling tahammulu daha fazla. Bu benim isimi kolaylastiriyor.
Genel olarak guzel geciyor zaman. Bir de 7.30dan once uyanmasa tadindan yenmez.
Itiraf no:3
Cocuk benim cocugum. Benden baska birisinin ona annem diye hitap etmesinden hoslanmiyorum. Ozellikle de kv.'nin. Annem deme. Baska bir sey de!
4 Şubat 2018 Pazar
Murphy, sen misin?
Bir klisedir... Anne kisisi ne zaman kendisi icin ufacik bir sey yapmaya karar verse, o zaman bebek bir anda peydah olur.
Hatirliyorum, kuzenler daha bebekken ne zaman anneleri yemek yemeye baslasa ya uyanirlar, ya cisi gelir, illa ki kadincagizin yemegi bok olur, o kalabalikta bile rahat edemezdi.
Bizim kizda da banyo sensoru var. Ne zaman tek basima banyo yapmak istesem ( kiz dogdugundan beri banyolar iki kisilik yapiliyor. Onden kizi yika, babaya ver, geri kalan zamanda miziklamaya baslamadan yikan, hizli hizli hizli...) kizim uyaniyor!
Normal yatis saatinde yatirip guzelce banyo yapayim dedim. Bir hafta once. Her sey yolunda. Uyudu. Ben de bir guzel hazirlandim. Oje falan da surecegim sonrasinda bak, o kadar hazirim. Suya girdim. Nasil mutluyum. Sicak suyun altinda butun kaslarim gevsemis, kismen medite olmusum, kendimden gecmisim... Cart diye kapi acildi. Kocam: "Kiz uyandi." Hayal kirikliginin boylesi! Dustan ciktim, kafada havlu, sinirler tepede, uyut yine piremsesi. Neyse uyudu. Ben de sac kurutmaya calis, dis fircala derken uyuklamaya basladim. Basim hafif islak kaldigi icin de ertesi gun hastalik basladi. Oh, ne guzel.
Dun de, bu kez gunduz vakti. Uyandi, beslendi. Kocam kuzenine goturmek istedi, "Ay buyur, ben de dusa girerim." dedim. Demez olaydim. Gittiklerinden bes dakika sonra mesaj geldi. "Kaka!"
Sonrasinda yine iki kisilik banyo yaptik. Pacalarimizdan kakalar akti. Kadere gel.
Sanirim artik kabullenmeliyim. Yeni banyo arkadasim. Kizim.
2 Şubat 2018 Cuma
Ay bi' atak geldi!
Dun aksam cok sevdigim, 21 aylik kizi olup bir de 12 haftalik hamileligi delilikten sayan ama yine de bagrina basan ( betimlemeye gel, sanirsin Mehmet Rauf yazdi) bir arkadasimla uyku, meme, analik, coluk cocuk uzerine konusuyorduk. Soyle bir diyalog olustu:
Allahim, nasil mutluyum, kiz sekiz bucugu gormeden uyumus, biz de ekönömik olarak g.te giren semsiyeyi kabul edip Digiturk'u kapattirmaya karar verdigimiz icin paketimiz bitmeden son bi film izleyelim demisiz, tipik Turk ailesi kis meyve tabaklarini hazirlamisiz falan...
Ana bi baktik, bebek telsizinden viyuk viyuk ses geliyo. Kiz uyanmis, yetmemis yuz ustu donmus, duzelememis, atarlaniyor. Iyi hadi, olsun falan dedim, yine bi kucaga al pispis yap. Daliyo daliyo uyaniyo, daliyo daliyo uyaniyo. Delircem. Tulum fazla geldi herhalde diye dusundum, cikardim. Yine ayni.
Vay amk, bir keyif yapacaktik bunu bana cok gordun be kizim diye hayiflaniyorum. Bu arada hatun babaya cilvelenip bana camur yapiyo. Niye? Baba onu uyutmaya calismiyor cunku. Hep analar kotu zaten!
Ulen saat oldu mu iki. Gece iki. Uyku duzeni mittesem giden cocumun uykusu bok oldu. Deliriyorum. Agliyorum. Küsüyorum falan. Yetiskin annenin triplere gel. Bir de sirf uyumamak da degil boyle sinameki bir mizirdama da eslik ediyor. Ote yandan yazistigim arkadasima da icimden sovuyorum, nazar degdirdi cocugaaa, kenafirr falan diye. Ne alakasi varsa, yazik.
Geceyi toplasan iki saatlik uyku ile tamamladim. Yenidoganken bile bu kadar degildi iki ne ya, iki ne?!
Bir taraftan da acaba nezle mi gecti (bir haftadir hastayim), mama degistirmek zorunda kaldik ( alerji mi var, bagirsak sorunu mu var) o mu etkiledi diye dusunuyorum.
Sabah oldu, ayni mizirdaklik tam gaz devam. Ikir mikir, niyaak niiyaak... Kocam uc gundur evdeydi. Hastayken back up hizmeti. Diyor ki ise gideyim mi sen soyle? Olm gitme tabii, baksana, sinirden, uykusuzluktan titriyorum, ya hep boyle olursa diye gotun gotun atiyorum, yalniz kalmak ister miyim?
Sen bilirsin, dedim. Baktim, giyinmis, suslenmis. Gitti. Vallaha da gitti. Kalakaldik mi kizceyle.
Sonra annemler geldi. Ben gelir gelmez kizi kardesime verdim. Bir aglamaya basladi, bir korktu... Resmen yabancidan korktu cocuk. Yabistirdim cevabi, kessin atak! 4. ay atagi.
Simdiye dek hic sancili ve bu kadar mizildak gecmemisti bu donemler. Ilk defa zorluyor.
Uyku cok fena. Ne sansliyiz uyuyor falan diye diye al sana sans dedi Lidya bize.
Alllaaaam nolur uzun surmesin, nooooluuurr...
Ha tabii, hastalik da olmasin, aman diyeyim.
Nitekim, birkac gun okaliptusa yapisan koala gibi gezecegiz sanirim...
Allahim, nasil mutluyum, kiz sekiz bucugu gormeden uyumus, biz de ekönömik olarak g.te giren semsiyeyi kabul edip Digiturk'u kapattirmaya karar verdigimiz icin paketimiz bitmeden son bi film izleyelim demisiz, tipik Turk ailesi kis meyve tabaklarini hazirlamisiz falan...
Ana bi baktik, bebek telsizinden viyuk viyuk ses geliyo. Kiz uyanmis, yetmemis yuz ustu donmus, duzelememis, atarlaniyor. Iyi hadi, olsun falan dedim, yine bi kucaga al pispis yap. Daliyo daliyo uyaniyo, daliyo daliyo uyaniyo. Delircem. Tulum fazla geldi herhalde diye dusundum, cikardim. Yine ayni.
Vay amk, bir keyif yapacaktik bunu bana cok gordun be kizim diye hayiflaniyorum. Bu arada hatun babaya cilvelenip bana camur yapiyo. Niye? Baba onu uyutmaya calismiyor cunku. Hep analar kotu zaten!
Ulen saat oldu mu iki. Gece iki. Uyku duzeni mittesem giden cocumun uykusu bok oldu. Deliriyorum. Agliyorum. Küsüyorum falan. Yetiskin annenin triplere gel. Bir de sirf uyumamak da degil boyle sinameki bir mizirdama da eslik ediyor. Ote yandan yazistigim arkadasima da icimden sovuyorum, nazar degdirdi cocugaaa, kenafirr falan diye. Ne alakasi varsa, yazik.
Geceyi toplasan iki saatlik uyku ile tamamladim. Yenidoganken bile bu kadar degildi iki ne ya, iki ne?!
Bir taraftan da acaba nezle mi gecti (bir haftadir hastayim), mama degistirmek zorunda kaldik ( alerji mi var, bagirsak sorunu mu var) o mu etkiledi diye dusunuyorum.
Sabah oldu, ayni mizirdaklik tam gaz devam. Ikir mikir, niyaak niiyaak... Kocam uc gundur evdeydi. Hastayken back up hizmeti. Diyor ki ise gideyim mi sen soyle? Olm gitme tabii, baksana, sinirden, uykusuzluktan titriyorum, ya hep boyle olursa diye gotun gotun atiyorum, yalniz kalmak ister miyim?
Sen bilirsin, dedim. Baktim, giyinmis, suslenmis. Gitti. Vallaha da gitti. Kalakaldik mi kizceyle.
Sonra annemler geldi. Ben gelir gelmez kizi kardesime verdim. Bir aglamaya basladi, bir korktu... Resmen yabancidan korktu cocuk. Yabistirdim cevabi, kessin atak! 4. ay atagi.
Simdiye dek hic sancili ve bu kadar mizildak gecmemisti bu donemler. Ilk defa zorluyor.
Uyku cok fena. Ne sansliyiz uyuyor falan diye diye al sana sans dedi Lidya bize.
Alllaaaam nolur uzun surmesin, nooooluuurr...
Ha tabii, hastalik da olmasin, aman diyeyim.
Nitekim, birkac gun okaliptusa yapisan koala gibi gezecegiz sanirim...
Belki surda kucuk ve sevimli bir kulakcik vardir, kimbilir... |
27 Ocak 2018 Cumartesi
Uyku ve Ofke
Bu yaziyi uzun zaman once yazmis, yayinlayamamis, arada gel git yapan ruh halimden ne dogru ne yanlis bilememis ve fakat pek cok ananin gectigi yolun boyle oldugunu ve dahi olacagini gormus ancak yine de o hengamede insan olarak beklentilerini hala ve hala koruyan biri olarak duzenliyorum. Bold olmayan yazi karakteri eskiye ait. Bir bebekle ne kadar eskiye ait olabilirse iste...
Lidya sakin bir cocuk. Ciddi manada karsi ciktigi bir sey olmadigi muddetce aglama nobetlerine girmiyor. Uyandiginda aglamiyor, kendi kendine konusmaya baslayip bir sure sonra sikildiginda mikir mikir sesler cikartiyor. Dogdugundan bu yana cok nadir oyle cigrindan cikarcasina bosu bosuna agladigini hatirlarim.
Ama pek cok bebekte oldugu gibi uyku uyumasini beceremiyor. Kendini o kadar cabuk uyandiriyor ki, elleri, sagdan sola donmesi, evin icinde bir yerden gelen cit sesi... Tam dalamadigini dusunuyorum. Cogunlukla gunduz kucagimda birakiyorum ki sadece uyusun, bolunmesin diye. Ki onda bile en cok bir saat deliksiz uyumustur.
Eee, yani?
Belani mi ariyorsun diyorum kendime ama sirf bu uykuya dalmada gucluk yasamasi yuzunden gece uyandirmaya cekiniyorum. Uyandiktan sonrasi party hard cunku.
Daha once sekiz milyon kez falan yazmis olmaliyim, uykum benim cok kiymetlidir. Kimin degil ki? Hafta ici eve misafir gelsin ve gec gitsin, kurtlanirim. Uyku saatim gecikmeye basladi mi ben de ipler kopar. Sabirsizlanmaya baslarim. Simdiye dek bunu sabote eden bir sey olmadigi icin arada olan bir iki seyi tolere edebiliyordum.
Bebeklendikten sonra islerin degisecegini, degismesi gerektigini bilinc duzeyinde kabul ettim. Nitekim cok da sorun yasamadim. Ben daha direncli olurum diye dusunuyordum.
Fakat...
Bazen oyle anlar geliyor ki, tahammul diye bir sey kalmiyor bende. Gece beslenmesi icin kucagima aldigim cocugum bir sure sonra kipir kipir olmaya baslayip uykusunu cesitli sekillerde acinca ve yeniden uykuya dalmasi yuzyillar surunce bende kayis kopuyor. Bazen.
Once kaygi ile basliyor. Zaman ilerledikce bu kaygi siddetleniyor; Uyumadi... Ne zaman uyuyacak? Daldi? Yine kendini uyandirdi! Saat ilerliyor. Iki saat sonra yeniden kalkacagiz... Bir bucuk saat... Bir saat... Uyumazsa nasil buyuyecek...
Iste boyle boyle gerilip yay oluyorum. O kadar ofkeleniyorum ki, kendime sasiyorum. Ve yapacak bir seyim yok. O anda "Of bu da yapilir mi, ne sacma dedigim her seyi yapiyor ya da yapacak kivama geliyorum. Caba harcayip sonunda hala kipir kipir eller ayaklar ile karsilasinca da ofkeleniyorum. Cunku benim de uyumam lazim. Cunku gunduz hic ama hic uyuma firsatim yok. Cunku Lidya gunduz uyumuyor. Bu yuzden gece birkac saat benim kurtaricim.
Derken derken surece alistim. Patlamalarimim cogu da sut ile iliskili olunca ben de artik bu durumu ipe ipe kabullenmeyi ogrenince Lidya'nin gece uykusu standartlari belirginlestikce sakinledim.
Gunduz uykulari cok dandik ama. Bir yandan okudugum ve benim de dogru oldugunu dusundugum egitim isi var, diger yandan sabrim yok ve kiyamiyorum.
Iki gun once bir deneyeyim dedim. Uyandiktan birbucuk saat sonra yeniden uyutmaya calistim. Rutinsel seyler yaptim, iste perde kapatma, muzik, bez degistirme, emzirme, pispislama, hafif yamulunca yataga birakma. Cart diye gozleri acildi cocugun. Sonra uzmanciklarin onerisi ile sss-pat yapayim dedim. Ama benim kiz kipirdiyor. Bu insanlar bu uygulamalari nasil yapiyor? Bir kere sirtini donmedi sipa, neresine pat yapacagim? Bir de kalkmaya calisip durdu. Kafayi kaldiriyor, poposunu kaldiriyor,donuyor, kiziyor... Yok, dedim,yapamayacagim bunu ben. Alis kizim sirt,bacak, popo agrilarina.
Sonra uykusu acildi. Iyi yatakta dur dedim. Durdu. O sirada kuslari kontrol etmeye gittim. Ne yemleri ne sulari kalmis. Sabahtan beri bebek uyutmaya calismakla yipranan sinirlerime fazla geldi bu kadari
Bogure bogure agladim. Lidya mizirdanmaya basladi. Bir de gectim onun karsisinda agladim. O kipirdandikca daha cok ofkelendim. 10 dakika kadar surmustur sanirim.
Sonra cok buyuk pismanlik, vicdan azabi, kendini suclamalar... Biz psikodrama calisirken hep ebeveynlerin yukunu tasimaktan ne kadar incindigimiz, yoruldugumuz cikar oyunlarda. Ne zaman ki boyle bir durum olsa kizima yuk veriyormusum gibi hissediyorum. Hakkim yok, kendime cok kiziyorum.
Onun uykulari ile mucadele etme halim tamamen o gunku ruh halimle dogru orantili. Normal olarak... Bazen sabir gosterebiliyorum bazense cildiracak gibi oluyorum. Olma ama Pinar, lutfen olma...
Uyku galiba saglikli bir bebek icin ailenin karsilastigi ilk challenge. Yemesi var, sendromu var, okulu var, telefonu var, televizyonu var. Her seyin basi da sabirli olmaya bagli. Minicik kalbini kirmak cok korkutuyor beni, sinirlenmem kolay kolay ama gozumun dondugu kontrolsuzlesme anindan son anda dondugum zamanlar oldu. Bu beni korkutuyor. Babam gibi oldugumu dusunuyorum ve ofle yuzunden ne cok uzuldugumu animsayip dur diyorum kendime, dur!
Ki kizima tesekkur ederim, gunduz yeterli eneriji bulabilmem icin gece uyuyorsun. Hep boyle ol, olur mu kuzucum? Buzme sen o minik dudaklarini ♥️
Lidya sakin bir cocuk. Ciddi manada karsi ciktigi bir sey olmadigi muddetce aglama nobetlerine girmiyor. Uyandiginda aglamiyor, kendi kendine konusmaya baslayip bir sure sonra sikildiginda mikir mikir sesler cikartiyor. Dogdugundan bu yana cok nadir oyle cigrindan cikarcasina bosu bosuna agladigini hatirlarim.
Ama pek cok bebekte oldugu gibi uyku uyumasini beceremiyor. Kendini o kadar cabuk uyandiriyor ki, elleri, sagdan sola donmesi, evin icinde bir yerden gelen cit sesi... Tam dalamadigini dusunuyorum. Cogunlukla gunduz kucagimda birakiyorum ki sadece uyusun, bolunmesin diye. Ki onda bile en cok bir saat deliksiz uyumustur.
Eee, yani?
Belani mi ariyorsun diyorum kendime ama sirf bu uykuya dalmada gucluk yasamasi yuzunden gece uyandirmaya cekiniyorum. Uyandiktan sonrasi party hard cunku.
Daha once sekiz milyon kez falan yazmis olmaliyim, uykum benim cok kiymetlidir. Kimin degil ki? Hafta ici eve misafir gelsin ve gec gitsin, kurtlanirim. Uyku saatim gecikmeye basladi mi ben de ipler kopar. Sabirsizlanmaya baslarim. Simdiye dek bunu sabote eden bir sey olmadigi icin arada olan bir iki seyi tolere edebiliyordum.
Bebeklendikten sonra islerin degisecegini, degismesi gerektigini bilinc duzeyinde kabul ettim. Nitekim cok da sorun yasamadim. Ben daha direncli olurum diye dusunuyordum.
Fakat...
Bazen oyle anlar geliyor ki, tahammul diye bir sey kalmiyor bende. Gece beslenmesi icin kucagima aldigim cocugum bir sure sonra kipir kipir olmaya baslayip uykusunu cesitli sekillerde acinca ve yeniden uykuya dalmasi yuzyillar surunce bende kayis kopuyor. Bazen.
Once kaygi ile basliyor. Zaman ilerledikce bu kaygi siddetleniyor; Uyumadi... Ne zaman uyuyacak? Daldi? Yine kendini uyandirdi! Saat ilerliyor. Iki saat sonra yeniden kalkacagiz... Bir bucuk saat... Bir saat... Uyumazsa nasil buyuyecek...
Iste boyle boyle gerilip yay oluyorum. O kadar ofkeleniyorum ki, kendime sasiyorum. Ve yapacak bir seyim yok. O anda "Of bu da yapilir mi, ne sacma dedigim her seyi yapiyor ya da yapacak kivama geliyorum. Caba harcayip sonunda hala kipir kipir eller ayaklar ile karsilasinca da ofkeleniyorum. Cunku benim de uyumam lazim. Cunku gunduz hic ama hic uyuma firsatim yok. Cunku Lidya gunduz uyumuyor. Bu yuzden gece birkac saat benim kurtaricim.
Derken derken surece alistim. Patlamalarimim cogu da sut ile iliskili olunca ben de artik bu durumu ipe ipe kabullenmeyi ogrenince Lidya'nin gece uykusu standartlari belirginlestikce sakinledim.
Gunduz uykulari cok dandik ama. Bir yandan okudugum ve benim de dogru oldugunu dusundugum egitim isi var, diger yandan sabrim yok ve kiyamiyorum.
Iki gun once bir deneyeyim dedim. Uyandiktan birbucuk saat sonra yeniden uyutmaya calistim. Rutinsel seyler yaptim, iste perde kapatma, muzik, bez degistirme, emzirme, pispislama, hafif yamulunca yataga birakma. Cart diye gozleri acildi cocugun. Sonra uzmanciklarin onerisi ile sss-pat yapayim dedim. Ama benim kiz kipirdiyor. Bu insanlar bu uygulamalari nasil yapiyor? Bir kere sirtini donmedi sipa, neresine pat yapacagim? Bir de kalkmaya calisip durdu. Kafayi kaldiriyor, poposunu kaldiriyor,donuyor, kiziyor... Yok, dedim,yapamayacagim bunu ben. Alis kizim sirt,bacak, popo agrilarina.
Sonra uykusu acildi. Iyi yatakta dur dedim. Durdu. O sirada kuslari kontrol etmeye gittim. Ne yemleri ne sulari kalmis. Sabahtan beri bebek uyutmaya calismakla yipranan sinirlerime fazla geldi bu kadari
Bogure bogure agladim. Lidya mizirdanmaya basladi. Bir de gectim onun karsisinda agladim. O kipirdandikca daha cok ofkelendim. 10 dakika kadar surmustur sanirim.
Sonra cok buyuk pismanlik, vicdan azabi, kendini suclamalar... Biz psikodrama calisirken hep ebeveynlerin yukunu tasimaktan ne kadar incindigimiz, yoruldugumuz cikar oyunlarda. Ne zaman ki boyle bir durum olsa kizima yuk veriyormusum gibi hissediyorum. Hakkim yok, kendime cok kiziyorum.
Onun uykulari ile mucadele etme halim tamamen o gunku ruh halimle dogru orantili. Normal olarak... Bazen sabir gosterebiliyorum bazense cildiracak gibi oluyorum. Olma ama Pinar, lutfen olma...
Uyku galiba saglikli bir bebek icin ailenin karsilastigi ilk challenge. Yemesi var, sendromu var, okulu var, telefonu var, televizyonu var. Her seyin basi da sabirli olmaya bagli. Minicik kalbini kirmak cok korkutuyor beni, sinirlenmem kolay kolay ama gozumun dondugu kontrolsuzlesme anindan son anda dondugum zamanlar oldu. Bu beni korkutuyor. Babam gibi oldugumu dusunuyorum ve ofle yuzunden ne cok uzuldugumu animsayip dur diyorum kendime, dur!
Ki kizima tesekkur ederim, gunduz yeterli eneriji bulabilmem icin gece uyuyorsun. Hep boyle ol, olur mu kuzucum? Buzme sen o minik dudaklarini ♥️
15 Ocak 2018 Pazartesi
Itiraf no: 2
Evimi bok goturdugune canim oglumun kurkune dokundugumda elime gelen tozlu his ile ikna oldum. Temizlik isine bir care bulmam lazim, yoksa oglan sokak kedisinden hallice olacak.
Her yerde kar var sarkisindaki gibiyiz. Ama bizde her yerde don var, gomlek var, atlet var, cisli bezler var. Yikayip yikayip utuleyemiyorum resmen. Ulen bir de yikanabilir bez almistim yenidogandan itibaren kullanacaktim. Ve hatta ogrenenanne'cigim kiciyla gulmustu bana. Ben de challenge demistim. Simdi donup bakiyorum kendime; sen once yemek yiyebildigine dua et haniiiimm! Boklu bez yikayacakmis bir de. Hayir, resmen ic savastayim, bir yandan icim acirken ote yandan da oyle bencillesiyorum ki az daha uyku, az daha kendime ait zaman diye, gozum gormuyor hicbir seyi.
Neyse, bir iki haftaya anam geliyo. O cocuk bakar ben de temizlik yaparim. Hadi insallah, fingercross!
Neredeyse |
Her yerde kar var sarkisindaki gibiyiz. Ama bizde her yerde don var, gomlek var, atlet var, cisli bezler var. Yikayip yikayip utuleyemiyorum resmen. Ulen bir de yikanabilir bez almistim yenidogandan itibaren kullanacaktim. Ve hatta ogrenenanne'cigim kiciyla gulmustu bana. Ben de challenge demistim. Simdi donup bakiyorum kendime; sen once yemek yiyebildigine dua et haniiiimm! Boklu bez yikayacakmis bir de. Hayir, resmen ic savastayim, bir yandan icim acirken ote yandan da oyle bencillesiyorum ki az daha uyku, az daha kendime ait zaman diye, gozum gormuyor hicbir seyi.
Bundan boyle yuz tane falan oldugunu dusunun. Ablanin acisi acimizdir. |
Neyse, bir iki haftaya anam geliyo. O cocuk bakar ben de temizlik yaparim. Hadi insallah, fingercross!
12 Ocak 2018 Cuma
Ucuncu ay
Bugun resmi olarak ise geri donme tarihim. Rapor aldim. Is de neymis ki, diyorum. Kusum evdeyken is de neymis?
Bugun resmi olarak uc ayi bitti kizimin. Artik algim "Vay hinisini cok hizli geciyor zaman." seklinde degil. Aksine oldukca yavas akiyor. Gunler ciddi manada rutin. Kiza gunluk rutinler olusturacagim diye kendim rutin oldum. Tracy okuyarak kendime easy yaptim resmen. Kizim mi? O kendine gore takiliyor.
Bu masum bakislarin ardinda neler var tireysii! |
Hanfendi tam bir kipirdak. Yataga yatirip uyandiginda aksi yonde buluyorum bazen, lan bunu boyle mi yatirmistim acaba diye tereddute dusuyorum.
Hanfendi iki ayak uzerinde basmaya bayiliyor. Uctu uctu en sevdigi seylerden biri. Kucakta etrafimda dondugumde cok mutlu oluyor. Emerken arada kafayi kaldirip bana bakiyor, dinliyor ve tipik bebek utangacligini yapip kafayi kolumun altina gomuyor. Icime sokasim geliyor. Kucagimda farkli, karsidan bakarken farkli cocuk gibi geliyor bana, kendime guluyorum. Kucagimdaki daha tatli bu arada.
Egimli yatmayi hic hic hic sevmiyor. Govdesi dik olacakmis. Oturur pozisyonda yani. Oturtmuyorum elbette. Fakat gecen gun Izmir'deyken kendi kendine oturur pozisyona gelmis, dik duramamis yana kaymis, oylece duruyordu.
Deliler gibi tukuruyor. Dis mi, erken degil mi? Anlamiyorum da kabarcik var mi yok mu?
Dun ilk kez bebek arabasinda sallanirken uyudu. Biz sok! Ve oyle komik uyudu ki emekli dedeler gibi. Gozunden dusen gozlugu ve gazetesinin bulmaca eki eksik. Oylece durdugu yerde uyudu.
Uykulari hala pek degismedi
Gunduz yaklasik 45 dklik uykusu var. Gece ise derin ve uzun. Bir yandan buna mutlu olurken ote yandan mama verdigin icin boyle diye vicdanim sizliyor. Mama verilen cocuk cok uyur ya.
Mamayi azaltamadim. Olmadi. Kilo vermeye basladi ve ben de artik savasamiyorum dedim. Cunku gercekten perisan oldum. Mutsuz, meme istemeyen bebegin agzina meme tikistiran, baska hicbir sey yapamayan birine dondum. Ha, emzirme kampi mi; yaptim. Eds mi; yaptim. Denedim mi; denedim. Ama olmadi ya, o sut kizimin kilo almasina yetmedi. Hala saginca dogru duzgun sut cikmiyor. 20 cc falan cikinca, oha benden nasil sut cikti lan, diye boburleniyorum. Yazik ben. Bu icimde hep yara olarak kalacak. Hayattaki en buyuk basarisizligim. Ne yaparsam yapayim yasini hep tutacagim. Psikodrama da calistim bu konuda. Duygum degismiyor.Ama yasamaya da alistim.
Cikardigi sesler cesitlendi. Hareketleri cesitlendi. Latin muzikleri ve eski Turk film muziklerini seviyor. Gerci ben onlarla daha guzel saklabanlik yapiyorum. Bu yuzden olabilir.
Kumas kitabi var. Ona hasta. O hisirdadikca deliriyor,resimlere bakacak diye gozleri sasi oluyor, agzina goturuyor. Hatunun en sevdigi oyuncagi resmen. Anasi elinden telefon dusurmezken bebe kitap seviyor. Afferim kizim.
Yiyecekleri koklatiyorum. Halamin varsayimi kokulari tanirsa yemesi kolaylasir. Kuzenim de ogluna oyle yapmisti, simdi adamin en sevdigi yemek sevket-i bostan. Ay hadi insallah!
Kendisi muhtesem bir ege yemegidir. |
Artik belirli sureler dahilinde biraz birakiyorum kizi. Bahsettigim calismaya katildim Izmir'de. Sabah aglamaktan bir hal oldum. Hanfendinin keyfi yerindeymis. Annem kardesim ve kocam iyi is cikarmislar. Onlari zorlamamis. Bana da cok iyi geldi. Nefes aldim. Egitim aldigim yer ile ev arasi araba ile 10dk uzaklikta degil. Bu nedenle tolere edebildik. Arkasi da geldi zaten. Dil kursuna gidiyoruz kocamla, babaanne ve dedeyle kaliyor. Onlarda biraz daha zor geciyor,sakin kalmakta zorlaniyorlar, cocuk da panik oluyor sanirim. Zamanla alisacaklar. Umarim.
Ayagini kesfetti. Surekli kici havada. Bez degistirirken ayagi yakaliyor, birakmiyor. Daha agzina goturmeyi akil etmedi ama. O da olur yakinda.
Mimikleri cok tatli. Bebeklerin anlik degisebilen saskinlik, mutluluk, korku, uzuntu arasinda hizlica gecis yapan ifadelerine cok guluyorum. Dudagini buzerken bir anda guluveriyor, ne cabuk unutuyorsun, degil mi? Ne guzel...
Kucagimda uyudugunda neden baska yerde uyumuyor diye yakinirken simdi kucagimda uyuyor bi'tanem diyorum. Cidden duygum cok degisti.
Bebek sanirim kadina kendisini ayricalikli hissettiriyor. Sana bagli, en cok seni benimseyen, bazi seyleri sensiz yapamayan, sende guven bulan, minicik, guzellik bir sey. Bazen korkutuyor ama. Uzuyor da. Ben olmazsam ne olur peki? Illa ki hayatta kalir ama... Amalar cok fazla.
4. Trimester bittigine gore sanirim artik daha hizli buyuyebilirsin kizim.
Ne guzelsin.
3 Ocak 2018 Çarşamba
Dikkat! Yuksek doz sikayet icerir
Sanirim kocamla bazi problemler yasiyorum. Ve bunun asil sebebi benim artik yuk tasimaktan yorulmus olmam. Ama buna yol acan da benim.
Soyle ki, yorgunum. Hatta yorulmaktan yorgunlugumun siddetinin farkina bile varamiyorum. Ve yorgunlugumu paylasmak istiyorum. Kim ile? Kocamla.
Hatali oldugum pek cok nokta var, iliskimizin ta en basindan beri farkinda oldugum ve onemsemedigim seyler. Ama simdi o hurmalar beni tirmalamaya basladi. Birlikteligimizin basindan beri en cok yuku ben aldim. Ikimiz de farkindayiz, her muhabbette kocam takdirle anar mesela benim bu halimi. Aslinda bir anlasma gibiydi. O bana kendini anlatti, ben buyum dedi, ben de kabul ettim. Cocuk olana dek bazen bende bunalti yaratsa da siddetlenmemisti fakat simdi bazi seylere tahammul edemiyorum. Artik tasin altina daha cok elini koymasini bekliyorum.
Sorun hayatimizla ilgili sorumluluklar almak. Bunun ilk maddesi de su anda eve bakmak. Bebekle yapisik geziyorum. Bu yuzden rutin ev islerini eskisi gibi takip edemiyorum. Basit seyler aslinda istedigim, gunluk rutinler. Ama ben el atmadigim surece bu rutinler gerceklesmiyor.
Ne bunlar?
-Yemek
-Camasir (yikama, asma, toplama, utulenmeyecekleri durme)
-Utu
-Bulasik (yikama, makineye koyma,bosaltma)
-Supurge
-Cop cikarma
-Alisveris (gida)
-Hayvanlarimizin bakimi
-Banyo tuvalet temizligi
-Mutfak tezgahi temizligi
Simdilik baska aklima gelmiyor. Bazilari her gun yapilmali, bazilari birkac gunde bir olsa da olur.
Dedim ki, is bolumu yapalim.
Dedi ki, benden bunu bekleme.
Kolaylastirici olsun diye yazdim. Takmadi. Yetemiyorum dedim, umursamadi. En son yine dile getirdim.
Bebegi ona verdim ve biraz pispislamasini istedim. Belki uyur diye. Beni dinlemedi. Iyice uyardi cocugu. Tamam yine ben uyutacagim ama biraz sen de caba harca, degil mi? Gayet duzgunce bu konu hakkindaki sikintimi anlattim. Oradan ev islerine dondu konu. Ve benim isteklerim, benim kararlarim, benim askeri duzenime dondu is. Emir verip kontrol ediyormusum. Yemin ederim o kadar dikkat ediyorum bir sey soylerken...
Oradan oraya zipladik. Net olarak yapmayacagim dedi. Zaten mukemmel yapmiyormusuz, o zaman yapmaya gerek yokmus.
Peki.
Peki ben artik agzimi acarsam... Kicimi toplamaya halim yok, butun evin yuku bende olacak, bebegin yuku bende olacak, o gidip gelecek, mutlu olmasi icin daha da caba harcayacagim... Boyle bir dunya var mi?!
Az once bulasik makinesini bosaltiyordum. Yapma simdi dedi. Bekliyorum ki ben yaparim diyecek. Yarin yaparsin dedi.
Guldum sadece.
Hep kandirmisim kendimi, olur mu benim kocam da yardim eder bana diye. Cocuk geldi her sey daha da yorucu olmaya basladi. Ve benim hayatimi kolaylastiran bir kocam yok.
Cok uzgunum.
Soyle ki, yorgunum. Hatta yorulmaktan yorgunlugumun siddetinin farkina bile varamiyorum. Ve yorgunlugumu paylasmak istiyorum. Kim ile? Kocamla.
Hatali oldugum pek cok nokta var, iliskimizin ta en basindan beri farkinda oldugum ve onemsemedigim seyler. Ama simdi o hurmalar beni tirmalamaya basladi. Birlikteligimizin basindan beri en cok yuku ben aldim. Ikimiz de farkindayiz, her muhabbette kocam takdirle anar mesela benim bu halimi. Aslinda bir anlasma gibiydi. O bana kendini anlatti, ben buyum dedi, ben de kabul ettim. Cocuk olana dek bazen bende bunalti yaratsa da siddetlenmemisti fakat simdi bazi seylere tahammul edemiyorum. Artik tasin altina daha cok elini koymasini bekliyorum.
Sorun hayatimizla ilgili sorumluluklar almak. Bunun ilk maddesi de su anda eve bakmak. Bebekle yapisik geziyorum. Bu yuzden rutin ev islerini eskisi gibi takip edemiyorum. Basit seyler aslinda istedigim, gunluk rutinler. Ama ben el atmadigim surece bu rutinler gerceklesmiyor.
Ne bunlar?
-Yemek
-Camasir (yikama, asma, toplama, utulenmeyecekleri durme)
-Utu
-Bulasik (yikama, makineye koyma,bosaltma)
-Supurge
-Cop cikarma
-Alisveris (gida)
-Hayvanlarimizin bakimi
-Banyo tuvalet temizligi
-Mutfak tezgahi temizligi
Simdilik baska aklima gelmiyor. Bazilari her gun yapilmali, bazilari birkac gunde bir olsa da olur.
Dedim ki, is bolumu yapalim.
Dedi ki, benden bunu bekleme.
Kolaylastirici olsun diye yazdim. Takmadi. Yetemiyorum dedim, umursamadi. En son yine dile getirdim.
Bebegi ona verdim ve biraz pispislamasini istedim. Belki uyur diye. Beni dinlemedi. Iyice uyardi cocugu. Tamam yine ben uyutacagim ama biraz sen de caba harca, degil mi? Gayet duzgunce bu konu hakkindaki sikintimi anlattim. Oradan ev islerine dondu konu. Ve benim isteklerim, benim kararlarim, benim askeri duzenime dondu is. Emir verip kontrol ediyormusum. Yemin ederim o kadar dikkat ediyorum bir sey soylerken...
Oradan oraya zipladik. Net olarak yapmayacagim dedi. Zaten mukemmel yapmiyormusuz, o zaman yapmaya gerek yokmus.
Peki.
Peki ben artik agzimi acarsam... Kicimi toplamaya halim yok, butun evin yuku bende olacak, bebegin yuku bende olacak, o gidip gelecek, mutlu olmasi icin daha da caba harcayacagim... Boyle bir dunya var mi?!
Az once bulasik makinesini bosaltiyordum. Yapma simdi dedi. Bekliyorum ki ben yaparim diyecek. Yarin yaparsin dedi.
Guldum sadece.
Hep kandirmisim kendimi, olur mu benim kocam da yardim eder bana diye. Cocuk geldi her sey daha da yorucu olmaya basladi. Ve benim hayatimi kolaylastiran bir kocam yok.
Cok uzgunum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)